Beşiktaş'ın kalecisi hiç maç kurtarmıyor söylemleri bir süredir dilimizdeydi. Dün o kaleci yani McGregor Beşiktaş'ı kurtardı. Maç boyunca 10'a yakın kurtarış yaptı. Hele de 85. dakikada yaptığı kurtarış maçın kader anıydı. Mücadeleye gelirsek.. 'Rus ruleti' gibiydi. Top bir o kaleye gitti bir öbür kaleye.. Yalnız bu ifademiz ikinci yarı için geçerliydi. İlk devrede 35 dakikaya kadar sahada olmayan bir Beşiktaş.. Orta saha yok, ofans gücü yok.. Almeida'nın Ankara kalesine giden şutu dışında pozisyonu yok! Fakat 36. dakikada kader Beşiktaş'a güldü.. Bir şans golü siyah beyazlı takımı ateşledi. İlk yarıda 45 dakikanın özeti böyleydi.. İkinci yarıda bir Beşiktaş'ı bir G.Birliği'ni izledik. Kim üstün diye sorarsak ne Beşiktaş ne de Gençlerbirliği deriz..
Siyah beyazlı takım istekli ve coşkuluydu. Özellikle 45 ile 65. dakikalar arası.. Beşiktaş yakaladı atamadı, Başkent takımı yakaladı o da atamadı. Burada ince faktör Beşiktaş kalecisiydi. Çünkü İskoç file bekçisi McGregor'un kritik kurtarışları Beşiktaş adına çok önemliydi. Beşiktaş'ın oyun içindeki organizatörleri Fernandes ve Oğuzhan'ın olmaması bazı dengeleri bozmuştu. Bu açığı Olcay kapatmaya çalıştı ve özellikle ikinci yarıda başarılı oldu.
Sonuçta Beşiktaş zirve yolunda önemli bir avantaj ve puanlar kaybetti. Son iki haftada yitirilen 4 puan siyah beyazlı takım adına negatif bir görüntüydü. Liderlik planları yapılırken kaybedilen puanların telafisi ancak ikinci devrede olabilecek.
Rakiplerine oranla kadro zenginliği konusunda çok zayıf olan Beşiktaş için ara transfer döneminin verimli geçmesi ikinci yarının kaderini tayin eder.