ŞAMPİYONLAR Ligi seviyesinin havası da, oyun anlayışı da farklı oluyor. Dünkü başarının öncesine baktığımızda ligde 10 kişi kalmış rakibini yenemeyen bir Trabzonspor performansından bahsediyoruz. Ama dün akşam o kadar gerçekçi, o kadar akılcı bir oyun anlayışı vardı ki... Zaten ancak böyle bir anlayışla, bu planlamayla, İnter'i İtalya'da yenebilirsiniz. Zaman zaman oyunu forse eden bir oyun tarzının galibiyeti getirdiğini sanırız. Ama dün akşam Trabzonspor kalabalık bir orta saha, çok dikkatli ve konsantre olmuş bir savunma ve zaman zaman da ileriyi zorlayacak anlayış ile galip geldi.
İnanın, tüm 90 dakikadaki oyuna baktığımızda kesinlikle rastgele bir galibiyet değil. Harika takım oyununun yanında biraz da bireysel performanstan bahsetmek gerekirse... Geçen sezonun en iyi kalecisi diye söz ettiğimiz Onur'un yerine yer alan Tolga'nın mükemmel performansı dün akşam en üst seviyedeydi. Bazen futbolda kullandığımız bir cümle vardır; "Bana maç kazandıran kaleci lazım" diye. İşte Tolga'nın dün akşamki performansı bunun tam bir örneğiydi. O kadar güvenli, o kadar kendinden emindi ki. Belki sayısal olarak çok fazla değildi ancak 3 net kurtarışıyla "Ben bu galibiyeti istiyorum" dedi.

BEŞ PUAN DAHA YETERLİ!
Tolga'nın yanısıra savunmada Glowacki, Celustka. Ki Celustka'nın savunmasından bahsedilirken golü onun attığını unutmamak gerek. Orta sahada Zokora ve bana göre geldiği günden beri en iyi orta saha performansını ortaya koyan Colman galibiyetin öne çıkan isimleriydi. Lille ve CSKA Moskova maçlarından alınacak bir beraberlik ve bir galibiyetin bizi bir üst tura taşıyacağı kanısındayım.
Bu netice, gerçekten Şampiyonlar Ligi'nde Türk takımlarının aldığı en başarılı sonuçlardan biri. Ve bunu başarırken Trazonspor, futbol oyununun şans faktörüyle değil, gerçekçi oyun anlayışını sahada ortaya koyarak başardı. Yürekten tebrikler Trabzonspor...