Bu karşılaşmada bir kere daha anladık ki her maçın ayrı bir karakteri, ayrı bir hikayesi oluyor. Dört haftadır ligde istediği işleri yapamayan ve üst üste puan kayıplarıyla moral bozukluğu yaşayan Beşiktaş, Avrupa arenasında daha ilk maçta net bir skorla işini halletmiş gibi gözüküyor.
Beşiktaş Teknik Direktörü Carlos Carvalhal'ın dün akşamki oyun senaryosu, Almeida tipinde bir santrforu dışarıda tutup Quaresma'yı önde yalnız bırakarak orta saha kalabalığı ile oyunu elinde tutmaktı. Quaresma'ya bu bölgede yardımcı olacaklar Fernandes, Veli ve Simao'nun yapacağı koşulardı. Belki bu yapı hücum anlamında çok şeyler üretmedi ama rakibi karşılamada ve orta sahada topa sahip olmada doğru bir strateji olduğunu gördük.
Oyunun bize doğru döndüğü an, rakibin kırmızı kart sonrası 10 kişi kaldığı an gibi görünüyor ancak o dakikaya kadar 11'e 11 oynarken de Beşiktaş tek bir pozisyon şansı tanımadı rakibine. Burada en önemli etken savunma dörtlüsüyle orta sahanın hatasız pozisyon alışıydı. Bu gerçekçi, doğru ve kendine güvenli oyun, galibiyetin anahtarı oldu bence. Mücadele anlamında bütün takım, beceri ve yaratıcılıkta ise Portekizli futbolcu Manuel Fernandes sahnede vardı yine.

AVRUPA'YA SIKI SIKI TUTUNDU
Braga takımı bireysel anlamda çok önemli oyunculardan kurulu değil ama hep çok iyi yaptıkları takım oyunuyla ön plana çıktılar. Ancak Beşiktaş'ın zorlu deplasmanda oynadığı doğru oyun, Braga'nın takım olgusunu ortaya çıkarmasını izin vermedi. Ve mağlubiyet karşısında hiç direnç gösteremediler.
Futbolun sürprizleri vardır ama bu skordan sonra Beşiktaş'ın Atletico Madrid-Lazio galibini bekleyeceği bir gerçek. Beşiktaş, ligde aldığı kötü sonuçlar sonrası zirveden uzaklaşsa da, Avrupa Kupası'na sıkı sıkıya tutunmuş olduğunu bir kez daha gösterdi.