İnönü Stadı'nda büyüleyici bir atmosfer vardı. Hıncahınç dolu tribünlerde bayrak şov yaşanıyordu. Bandonun çaldığı "Dağ başını duman almış" marşını tribünler koro halinde söylerken İstiklal Marşı sırasında yer gök inledi. Arnavutluk maçı, 5 maçta 6 puan alabilen ve güven erozyonuna uğrayan Milli Takım için yeniden doğuş anlamındaydı. İstanbullular, Milli Takım'a güven ve destek bilinciyle göreve soyunmuştu.
Federasyonun hazırladığı kitapçığa "Güçlüyüz, inanıyoruz, kazanacağız" diye konuşan teknik direktör Ersun Yanal, Milli Takım'ın Arnavutluk ve Gürcistan'ı yenecek güçte olduğunu vurguluyordu.
Gece güzel başladı İnönü'de.. Emre ve Yıldıray'ın kişisel becerileri ve çabuklukları sayesinde ilk beş dakika içinde biri penaltıdan iki gol bulduk. Endişelerimiz ve stresimiz çok çabuk bitmişti. Milli Takım'ın farka gideceğini düşünüyorduk ama yanıldık. 4-1-3-2 düzenindeki milliler, takım ruhunu sahaya yansıtamıyor, bireysel beceri ile ayakta durmaya çalışıyordu. Yan yana oynama alışkanlığımız olmadığı üç pas yapamadığımızdan sırıtıyordu. Topun mülkiyetini elimize geçiremiyorduk. Mücadele ediyor, topu kazanıyorduk, pasa dönüştürmek isterken gelişigüzel ve ezbere oynuyorduk. Milli Takım'ın kumaşı parlak ve pahalıydı ancak oynadığı futbol buruşuktu.

Skor kimseyi aldatmasın
Arnavutlar daha iyi top çeviriyor, topun olduğu bölgede üç kişiyle basıyor, hücuma çıkarken orta alanı kolay geçiyordu. Milli Takım, orta alanı bir türlü kontrol edemiyordu. Emre, Ersun Yanal'a iki kez eliyle "Ortayı dörtleyelim" uyarısında bulundu. Yanal, hemen bu uyarıya karşı hamle yapıp, Hamit'i savunmanın sağına çekip Serkan'ı göbeğe kaydırınca bu yırtık dikildi.
Özellikle Hamit, geriden çıkışlarında iyi top taşıyor, göbeğe kıvrılıp Arnavut savunmasının dengesini bozuyordu. Topla buluşmakta ve pozisyon bulmakta zorlanan Fatih'in yerine Ayhan'ın girmesiyle hücumda etkili olmaya başladık. Özellikle soldan Yıldıray'ı sürekli rakip defansın arkasına kaçırmaya başladık. Çok net pozisyonlar bulduk, ama ceza alanı içinde Necati'nin nereye gideceğini kestirememesi ve Yıldıray'ın "Golü ben atayım" düşüncesi yüzünden skoru arttıramadık.
Kazandık; stresimizi attık; ama bu skor kimseyi aldatmasın. Gürcistan maçına "Nasıl olsa kazanırız" havasında gidersek hayal kırıklığına uğrarız.