Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Önce insan olmayı öğren, bebeğim..?

Bu sabah bilgisayarın önüne çok erken oturdum. İki gecedir uyku tutmuyor. Gündüz bir şey hissetmiyorum, gürültü, patırdı, sohbet gün geçiyor. Akşam yalnızlığı çökünce, gözümün önüne hep kanlar içindeki insanlar geliyor. Yani böyle boktan bir durumda, alt kimlik hikayeleri beni hiç ilgilendirmiyor. Öldüler, yaralandılar, paramparça oldular, ne için. Yani oğlu ölen bir Müslüman'ın annesi, Yahudi bir anneden daha mı az üzülür, daha mı fazla... Bir bomba patlıyor ekmek parasını kazanmak için dükkanını açanla, dua etmek için evinden çıkanın cesetleri birbirine karışıyor. Eminim ruhları da ele ele göğe yükseliyorlardır. Küçük kızım o sabah başka bir sinagogtaki törene gitmişti, kayınvalidem telefon etti, ağlamaktan sesi çıkmıyordu, dondum kaldım başka sinagogta olduğunu anlayıncaya kadar aklım çıktı. Biraz televizyon seyrettim"Allah belalarını versin" dedim çıktım gittim evden, telefonu da kapattım. Yok farz ettim olanları. Şimdi anlıyorum Hitler zamanı kuzu kuzu ölüme giden Yahudiler'in hissettiklerini. Bu yok farz etmek psikozu, bana dokunmadı, o zaman.. Yahudi olmanın en büyük yükü bu, hep kendini bir başkası olarak görmek. Ben aslında senin aynınım duygusunu hissedememek, ben de senin gibi gülerim, kızarım, ağlarım, öperimi anlatamamak. Anlatamaya anlatamaya da başka olmak, başka olmak zorunda kalmak. Ben böyle buydum, evde, okulda, hayatta hep bir başka olarak. Ben böyle hissettikçe de tabii ki başka oldum. Başka olmamaya çalıştıkça, başka olduğumu bana gösterdiler. Yahudi fıkraları duymamak için Müslüman arkadaşlarım olmadı. "Pis Yahudi" denmesin diye haklı olsam bile münakaşa etmedim. Fenerbahçe ile bir İsrail takımının maçında hangi takımı tutuyorsun diye soran arkadaşıma, "Ulan ben senden daha Türk'üm, ben Fenerbahçe için gençliğimi yedim" diye haykıramadım. Tam kırk yıl hep gardım kapalı yaşadım vatanım dediğim yerde. Çocuklarımı büyüttüğüm, ekmek paramı kazandığım, mutlu, mutsuz bir hayat geçirdiğim ve sonunda bir karış toprağında gömüleceğim yerde, hep yabancı gibi hissettim kendimi.. ..Ama değildim,..... Siz, evet şu maili alan dostlarım, sizler beni değiştirdiniz. Dostluğunuz kalbimin o kırık yerini tamir etti. Korka korka sunduğum dostluğumu, kocaman kocaman kucakladınız. Bana kızdığınızda sadece Selim olduğum için kızdınız, sevdiğinizde sadece Selim olduğum için sevdiniz. Kendimi yanınızda çok iyi hissettim. Sayenizde bir yabancı değil, bir renk olduğumuzu ve bu rengin gün geçtikçe anlaşıldığını gördüm. Çocuklarımı başka şekilde büyütüyorum, önce insan olmaları gerektiğini kafalarına sokuyorum. "Din sonra gelir. Önce insan olmayı öğren, bebeğim" diyorum. Bu bombalama olayı bana göre Yahudiler'e karşı yapılmadı, Türkler'e karşı yapıldı. Ben bunu bilirim, bunu söylerim. 23 tane can bugün ayrı ayrı yerlerde gömülecekler ama hepsinin ruhları Allah'ın yanında el ele duracak... Telefonum her çaldığında yalnız olmadığımı hissettim, bir yerden sonra açamadım telefonu, gücüm yetmedi. Her çalan telefonda birisi için önemli olduğumu hissettim ve size söz veriyorum hayatım boyunca o çalan telefonlara layık bir TÜRK olarak yaşayacağım. İnsallah hep iyi şeyler için beni arayın ama bilin ki her durumda, elinizi tutacak bir dostunuz var. Bütün kalbimle buna inanmanızı rica ederim.

***

Selim Gabay'ın dostlarına yolladığı bu mektup elime geçtiğinde, ikinci bombalar henüz patlamamıştı. Bu mektubu aynen yayınlama kararı verdim. Tarihini de belirledim.. Bayram.. Dini bayramlar, her ülkede, her inançta, insanların inançları ne olursa olsun, birbirlerine en yakın oldukları günlerdir. Gabay'ın satırları, Bayram gününe çok uygun düşecekti. Yazı bilgisayarımda beklerken, ikinci saldırı, yeni bombalar, Gabay'ın terörün hedefi konusundaki düşüncelerinin ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA