Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Teşekkürler Şarık Ağabey.. Teşekkürler..

"Nerdeyse 20 sene" dedi, Atilla Gökçe.. "O günü hatırladın mı" diye sorduğumda.. Enka'nın Sadi Gülçelik Tesisleri'ne davet etmişti, Şarık Tara, basının duayenlerini.. Önce gezdirmişti.. Olimpik yüzme havuzu.. Tenis kortları.. Voleybol, basketbol salonları.. En sona sakladığı atletizm antrenman tesisleri.. Tartan.. "Hayır spartan" diye düzeltti Atilla.. Tartandan öte ve pahalı plastik madde.. Hafızaya bak..
Benim aklımda sadece Şarık Ağabey'in sözleri var..
"Burayı Enkaspor takımlar kursun, her dalda şampiyon olsun diye yapmadım.. Hiç öyle hevesim merakım yok.. Hatta buradan yetişsinler, büyük kulüplere gitsinler.. Onların forması ile yarışsınlar önemli değil.. Önemli ne benim için bilir misiniz, dostlarım.. Önemli olan.. Bir gün bir yerlerde bir Türk bayrağı göndere çekilecek.. Bir Türk kürsüye çıkacak.. Milli marşım çalacak.. Ona bakacağım.. Ve içimden 'Bu çocuk Enka'dan yetişti' diyeceğim.. İşte bütün bu çabaların amacı bu.. Sadece bu.."

***
Hilton havuz başında Ünal'ın düğünündeyiz.. Oğlu Onat'ı evlendiriyor.. Nikah şahidiyiz ya.. Smokin giyip gittik.. Ünal bizim çeteye özel masa ayırmış.. 9'da nikah kıyıldı.. Masamıza döndük.. Az sonra Muzo geldi yanıma.. "Norveç'teki yarış ne oldu acaba?.." diye.. Vay anasını.. Demek herkesin merakı var artık atletizme.. Bu küçük kızın 1500'de
3.58.28 ile bu yıl Dünyanın en büyük derecesini yapması dikkatleri bir anda bu spora çekmiş olmalı.. Eee.. 2004 Olimpiyat yılı üstelik.. Çekmez mi?..
Muzo'nun işi var, erken ayrılması gerekti.. Bekliyoruz.. Özcan yerinden fırladı.. "Hıncal Ağabey şuna bak.."
Uzattığı cep telefonu.. Mesaj gelmiş.. "5000 bin metrede Dünya rekoru.. Elvan Abeylegesse.."
Gerisini hatırlamıyorum.. Öyle bir fırladım ki yerimden.. Havuza düşmeme ramak kaldı.. Masada ikinci bir mutluluk, keyif havası.. Herkes zıplıyacak nerdeyse.. Ertekin telefonunu uzattı bu kez.. Haber Türk beni arıyormuş..
Vay anasını.. Rekordan 10 dakika sonra cep telefonu kullanmayan beni, Hilton havuzbaşında bulmayı başarıyorlar, konuşturmak için..
Hilton ses düzeni, düğün için kıyamet koparıyor. Canlı yayındayım, ama onları duymam mümkün değil..
"Ben sizi duymuyorum, ne dediğinizi anlamıyorum arkadaşlar.. Siz beni duyuyorsanız mesele yok" diyorum ve duygularımı anlatıyorum..
"Artık ölsem gam yemem.."
Tam 50 yılın özlemi bu.. 1954'te bir ortaokul öğrencisi iken hem de nasıl merak sarmıştım atletizme.. Bizim sınıfın ele başılarından Çetin Şahiner (Daha sonra Türkiye rekortmeni oldu) yüksek atlayıcı.. Ona takılıp 19 Mayıs Stadı'na, adı atletizm sahası olan harabeye giderdim.. Cahit Önel, Ekrem Koçak, biri Galatasaray, biri Fener forması ile yarışan ve rekabetleri ile bu ülkeye atletizmi sevdiren iki devle orada tanıştım.. Pazartesi günü toprağa verdiğimiz Doğan Acarbay'ın son dönemlerine yetiştim.. 1957'de gazeteci ve atletizm yazarı olunca tanıştım da.. Onunla, Muzaffer Selvi ile.. Osman Coşgül'le.. 400'ün bayrağını Doğan'dan alan Fahir Özgüden'le.. Başkaları ile..
İçimde ukde o zaman başladı, taa.. Bir Türk atletini Dünya Rekortmeni görmek.. Bir Türk atletini, sırtında Türk bayrağı ile Olimpiyat Şampiyonluk turu atarak izlemek..
Tam 50 yıl, dile kolay.. Tam 50 yıl bu anı bekledim işte..
..Ve Elvan.. Ve 39 kiloluk o minnacık kız, Türkiye'nin ilk dünya rekortmeni olmayı başardı sonunda..
50 yıllık özlem bitti sonunda.. "Artık ölsem gam yemem" deyişim bundan..
20 yıl önce hayalleri kurmaya başlamıştı Şarık Ağabey..
İşte Elvan dünya rekoru kırarak, en inanılmazı gerçekleştirdi..
Hayaller gerçek oldu, biz yaşarken.. Teşekkürler Şarık Ağabey.. Teşekkürler Elvan. Teşekkürler Ertan Hoca.. teşekkürler Enka..
Bu dünya rekoru sadece, ama sadece sizin eserinizdir..
Bugün bu zaferi paylaşmak için çırpınan, yarış edenlerin, dün engellemek için neler yaptıklarını kimseler unutmadı.. Biz de unutmadık.
Yanıtlar lafla değil, sahada verilir.. Elvan en iyi yanıtı pistte verdi.. Onlara yaptıklarını, ettiklerini yedirdi..
Utanmadan öne çıkıyor, utanmadan konuşuyor, utanmadan kendilerine pay çıkarıyorlar..
Gülüyorum..
"Allahın sopası yok.. Bu onlara verilecek en büyük ceza zaten" diyorum..
Ben bir kez daha Şarık Ağabey'e teşekkür ediyorum.
Her şey onun kurduğu bir hayalle başlamıştı çünkü..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA