Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Türkiye'me gülerek uyanmak..

Bir cennette yaşıyoruz.. Her sabah dünya güzeli Türkiye'me gülerek uyanmak istiyorum.. Ama nerde..
Gece yatıyorum, ekranda cehennem haberler.. Sabah kalkıyorum, kapıdan aldığım gazetemde cehennem haberler..
Değse.. Öyle olsa ülkem, diyecek bir şeyim yok.. Kolları sıvayıp "Nasıl düzeltiriz" diye savaşacağım.. Ama yok.. Ortada fol yok.. Yumurta yok..
Mehmet Barlas, NTV'de ne güzel anlattı.. Londra'yı bombalayan o müthiş Luftwaffe'yi bir avuç İngiliz pilot mağlup edince, Churchill "İnsanlığın savaş tarihinde hiç bu kadar çok insan, bu kadar az insana borçlanmamıştı" demiş.. Barlas da "Siyaset tarihinde hiç bu kadar az insan, bu kadar çok insanın hayatını zorlaştırmamıştı" diyor..
Öyle bir Türkiye yarattık ki, herkes herkesten şüphelenmeye başladı. Polis polisi basıyor.. Savcı, savcıyı tutukluyor.. Generaller, amiraller, darbeci şüphesi, ithamı ile sorguya çekiliyorlar.. Siyasetçiler Allah'ın günü birbirlerine hem de nasıl sövüyorlar.
Orduya güven yok. Polise güven yok.. Yargıya güven yok.. Siyasetçiye güven yok.. Elindeki telefona bile güvenmez oldu insanlar.. Herkes dinleniyor.. Bir kafede dostları ile sohbet edemiyorlar. Bu defa da ortam dinlemesi..
Peki bunca gürültü kimin umurunda?..
Kimsenin..
Dünkü Sabah'ta gene, Türkiye İstatistik Kurumu'nun, yani bu alanda en yetkili organizasyonun yaptığı anket vardı. Sonuca bakar mısınız?.
Türk halkının yüzde 55'i kendisini mutlu hissediyor..
Yani halkımın yarısından fazlası, o fırtınaların bir kaşık suda, çeşitli hesaplar uğruna koparıldığını biliyor ve keyfince yaşıyor.. Umursamadan.. Orta mutlular yüzde 30'larda.. "Mutsuzum" diyenler yüzde 15..
O yüzde 15'in niye mutsuz olduğu da Yavuz Donat'ın sütununda var. "Vatandaşın gündeminde siyasiler, askerler, polisler, savcılar, yargıçlar yok.. İşsizlik var.. Üreticinin, esnafın malını satamaması var" diyor, Yavuz..
Yani vatandaşın gündemi, yani 70 milyonun gündemi, Ankara'daki 70 kişinin tüm televizyon ve gazetelere yerleştirdikleri "Kara olaylar, kara haberler ve karanlık gelecek gündemi" değil..
Bu karaları gündemden kaldırsak.. Mesela dünkü Sabah'ta Erzurum Savcısı'nı değil, "Türk halkının yüzde 55'i mutlu" haberini manşet yapsaydık.. Bu manşetin bir yanından Mehmet Barlas'ın, öte yanından Yavuz'un yazılarını sarkıtsaydık mesela..
Birinci sayfaya ille de kötü haberleri değil, güzellerini de koysaydık..
Ne güzel şeyler var, benim güzel Türkiye'mde.. Ne güzel şeyler de oluyor, bu 70 kişinin yarattığı fırtınanın dışında.. Onları anlatsaydık..

***

Sabah kapıdan gazeteyi alanlar güne gülümseyerek başlasalardı..
Güzel Türkiye'me gülerek uyansaydım..
Bana bu bir kaşık suda koparılan fırtına ile ilgili neden yazmadığımı ısrarla soranlara..
Bu konuda oynatılan her kalemin, 70 milyona kararlar bağlatan o 70 kişinin ekmeğine yağ süreceğini biliyorum..
O koparılan fırtınalardan hiç bir şey çıkmayacağına, yaratılan dağların fareler doğuracağına inanıyorum..
Ülkeme, insanıma güveniyorum.. Bekliyorum..
Beklerken de, kişisel emelleri uğruna, ülkemi bulandıranlara alet olmamaya gayret ediyorum.
Ben kimsenin yazmadığı güzellikleri anlatmaya kararlıyım.. "Boş verin palavra fırtınaları" demenin bir yolu bu çünkü..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA