Eve geldim.. "Ne var, ne yok" diye kumandaya dokundum. Bir haber kanalında beş dakika alt yazılara bakacağım ya..
İlk satır ekranda göründü. "Denizli Valisi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi Pamukkale travertenlerine araçla sokmayan görevliler.." diye okurken beynimden şimşek gibi "Helal olsun" dedim. Vali, görevlileri ödüllendirmişti herhalde.. Ve bir saniye sonra, yaşadığımız ülkenin Türkiye olduğu bir kere daha kafama vuruldu.. Haberin devamı geldi..
".. görevliler hakkında soruşturma açtırdı.."
Pamukkale bir dünya harikasıdır. Dünyanın dört bir yanından turist çeker.. Bu bembeyazlığı canımız gibi korumamız gerekir.. En büyük düşman, egzozlar.. Yasaktır.. Bölgeye otomobil giremez..
Ama bizde yasak sadece sıradan ve kurallara bağlı vatandaşlar içindir. Makam işgal edenler, işini bilenler ve uyanıklar yasakları delmeye bayılırlar.. Böylece nasıl ayrıcalıklı, imtiyazlı ve akıllı olduklarını da gösterirler..
Pamukkale girişindeki kadın görevli, Bahçeli ve arkasındaki konvoya izin vermemiş..
Bakın.. Allahı var.. Devlet Bahçeli olay falan çıkarmamış.. Emir vermiş.. Sessiz sedasız dönmüşler, gitmişler.
Ama yanındaki Denizli milletvekilleri, görevli kadını valiye şikâyet etmişler. Vali de soruşturma açtırmış.. "Ben izin vermiştim" diyerek..
Bakar mısınız?. Araçla girilmesi yasak bir doğa mirasına valinin keyfi egemen.. Vatandaşa yasak. Valinin izin verdiklerine serbest..
"Vay, benim izin verdiklerimi nasıl sokmazsın" diyerek görevliye de soruşturma..
Bize Mekteb-i Mülkiye'de "İl İdaresi"ni böyle okutmamışlardı..
Sayın Valiye sormak isterim.. Sizin izin verdiğiniz girer de, yarın ben oraya gidersem, görevli hangi vicdanla bana "Hayır" der.. Ya da o görevlinin hemşerileri on araba ile gelip girerlerse, siz o görevliyi hangi vicdanla cezalandırırsınız?.