Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Beş yıl önce Isparta'da düşen Atlasjet uçağının davası hala sürüyor. Bi beş yıl daha sürerse hiç şaşmam.
Kazayla ilgili yayınlanan bilirkişi raporunda asli suç pilotlara yükleniyor. Planlama hatası yapmışlar, uçak olmaması gereken rota üzerindeymiş ve araziye çakılmış.
Bu gibi kazalarda pilotlar suçlu bulundu muydu diğerleri derin bi "ohhh" çekiyorlar. Başta uçağın yapımcısı şirket.. Uçağın yapımından kaynaklanan bi hatadan dolayı kaza meydana geldiyse çok büyük tazminat ödemeleri gerekiyor. Öteki "ohh" diyenler Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yetkilileri. Çünkü havacılıktan onlar sorumlu..Pilotların eğitiminden uçakların bakımına kadar, aklına ne gelirse.. Daha sonra, o uçuşla ilgili diğer hizmetlerde görev alanlar, kuledekiler vs... Listeyi uzatmak mümkün.. Pilotlar hatalı bulundu muydu iş bitiyor kardeşim. Sanki ortalık güllük gülistanlık...
Peki ama raporda "bu uçağa uçuş izni verilmemeliydi" deniliyor. Çünkü hayati önem taşıyan bütün aletler bozukmuş. Mesela, "yer uyarı cihazı" .. Yani pilotu yere yaklaştığında ikaz edecek alet. Çalışıyor olsa ikazı alıp yükselecekler, çarpmayacaklar ve kaza da olmayacak.
Bu alet bozuk ve bile bile uçağın sefere çıkmasına izin veriliyor. Yalnız o değil EGPWS denen uçuş ekibine tehlikeli durumda uyarı, alarm, sesli mesaj veren elektronik sistem kiti de, başka bi uçaktan sökülüp düşen uçağa takılmış, gel gör ki, o da çalışmıyormuş... Ve bunlar uçuş bakım defterlerine işlenmiyor. Pilotlar da habersiz..
Bütün bunlara ilaveten Isparta Havaalanı'nda radar bile yok. Kuledekiler uçağı göremiyorlar ki "piste yanlış yaklaşıyorsun" diye ikaz etsinler. Isparta havaalanında ne ILS (aletli iniş sistemi) ne RNPAR, hiç bi şey yok. Allah bilir hala da yoktur.
Kısacası Abuzittincim adeta birileri "bu kaza olsun" diye karar vermiş.. Bu kadar aksiliğin üst üste gelmesi insana "acaba mı?" dedirtiyor.
İşte, benim kafaya taktığım da yolcuların emniyeti meselesi.. "Havacılığımız şöyle gelişiyor böyle gelişiyor, THY bu kadar daha limana uçacak, bilmem ne kadar uçak daha alacağız..." Bunlar çok iyi de hava yolculuğunda "güvenliğin" neresindeyiz? CET 3 denen, kötü hava şartlarında, pilota gerek kalmaksızın uçağı "0" noktasından alıp "0" noktasına getiren cihazlardan hangi hava limanlarımızda veya hangi hava alanlarımızda kaçar tane var? İki... Sadece iki! Biri Atatürk Hava Limanı'nın bi pistinde öteki Ankara Esenboğa'da. Bırak CET 3'ü, ILS cihazı olmayan kimbilir kaç havaalanımız var?
Güvenlik tamamen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün işi.. Uçakların uçmasından ne kadar sorumluysalar tüm güvenlikten de o kadar sorumlular. Ama Sivil Havacılık Dairesi Genel Müdürlüğü çalışmıyor, deneyimli elemanlarını işten uzak tutuyor, eş dost, ahbap, teknik işlerin başına liyakatsiz insanlar getiriliyor. Bu konuda çok şikayetler var Abuzittincim. Bunları ilgililer bilmiyor mu, hiç mi duymuyorlar? Sivil havacılık yayınlarında çıkan yazıları hiç mi okumuyorlar? Pilotların dertlerini hiç mi dinlemiyorlar ?
THY, Air Safe kayıtlarına göre Avrupa'da Ruslardan sonra en çok kaza yapan şirket. JACDEC'in 2011 listesi yeni elime geçti. Moralini kırmamak için şöyle diyeyim, Avrupa değil, dünya sıralamasında, güvenlik açısından, bizden daha aşağılarda, iki elin parmakları sayısında, bi sürü havayolu var (!) Abuzittincim.. Sen benim dediklerime bakma, tasalanmaya gerek yok..
Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş
tecelligunes@yahoo.com.tr

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA