Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir Fazıl varmış, bir de..

Masal gibi bir geceydi.. Onun için öyle başladım.. "Bir Fazıl varmış, bir de Patricia.."
Bu nasıl bir müziktir?.. Bu nasıl müziği yaşamak ve yaşatmaktır?.. Bunlar sanatçı ötesi.. Resmen büyülendim.. Büyücüler mi yoksa..
Kültür Üniversitesi, şehrin öte ucunda, Hava Limanının yanı başında bir müthiş Kültür Merkezi'ne dönüşüyordu. İstanbul Devlet Opera ve Balesi'ni yöneten, yönetirken de altın çağını yaşatan Uluslararası Bariton (Şu sıralar Minsk'te konser verecek) Prof. Mesut İktu, Kültür Üniversitesi'nin Sanat Bölümünün başına geçince, bu salonu bölgenin kültür merkezi olarak planlamıştı.
Bana Üniversitenin kurucusu Fahamettin Akıngüç'ü anlattı. "Amacı ticaret değil, gençleri çağdaş yetiştirmek. Gerçek bir eğitim âşığı" demişti. Akıngüç'ün hayatını, mücadelesini ve başarısını anlatan bir de kitap vermişti.
Tanıştım. Rektörle de tanıştım. Onlar da sanat âşığı insanlardı.. Bu sac ayağının müthiş bir temel olacağını düşünmüş ve heyecanla yazmıştım.
Olmadı.. Birileri Mesut Hoca'yı fena halde kırmış olmalı.. Ayrılmış gitmiş..
Öğrencileri hâlâ umutla bekliyor.. "Gelecek ders yılına döner inşallah" diyorlar..
Dönmeli bana sorarsanız.. Fahamettin Bey el koymalı. Mesut Hoca onu çok sever ve sayar. Hatrını kırmaz sanırım..
Fazıl Say, Patricia Kopatchinskaja Konseri, Mesut Hoca'nın ayrılmadan önce düzenlediği son etkinlikti..
Koşa koşa gittim..
Sevgili Dostum Kadir (Dursun, Fazıl'ın meneceri) "Fazıl çok heyecanlı" dedi, beni karşılarken..
Patricia ile birlikte, Beethoven'in Keman ve Piyano için 10 sonatının hepsini albüm yapacaklarmış. Son baharda CRR'de arka arkaya üç gece hepsini çalacaklar, kayıt canlı olacakmış. Bu yüzden şimdi her konserlerine, iki üç Beethoven sonatı koyuyorlarmış..
Patricia, Moldovalı benim deyişimle "Çılgın" kemancı.. Çıplak ayakla çıkıyor sahneye.. Tıpkı Fazıl gibi, çaldığı müziği, jestleri, mimikleri ile yaşıyor.. Dinlemekle seyretmek arasında gidip geliyorsunuz. Dünya tatlısı bir genç kız..
Fazıl'ın piyano ve keman için 7 numaralı sonatının üçüncü bölümünde bir "Odam kireç tutmuyor" çaldı, olmaz böyle şey.. Konuştu keman resmen. Nota çalmadı, konuştu.. "Sevda baştan gitmiyor, sarılıp yatmayınca" dedi.. Duydum..
Beethoven'in 4 ve 7 numaralı sonatlarını seslendirdiler..
Masal dediğim onlar.. Nasıl müzik yazmış adam.. Ve nasıl çaldı, Fazıl'la Patricia..
Hele de yedincinin adagiosunda.. Nefes almıyordu sanki seyirci.. Kelebek kanat çırpsa duyardık.. Çinde kasırga kopar mıydı acaba?. Hani Kelebek Etkisi.. Keman ve piyano nasıl aldı götürdü beni, masal âlemine..
Allahtan Ravel'in Çigan'ı geldi arkasından da, salona, dünyaya geri döndüm..
Fazıl besteciliği ile muhteşem.. Yorumculuğu ile muhteşem.. İstanbul'a gelmeden, Mannheim'ı yerinden oynatmış, ardından Viyana'da, Mozart'ın ülkesini, Mozart'la dağıtmış bir kez daha..
Ona "Bizim" demek, "O bizim" demek yeter, insanın gururlanması için..
Benim bir de arkadaşım..
Biri tutsun ayağımdan yere çeksin, indirsin beni!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA