Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Kırsalda yaşayıp televizyon melevizyon seyretmemek, arada bi gazetelere şöyle bi bakmak güzel de, bazı haberleri, hele acı olanlarını, sonradan duymak insanı sarsıyor. Mahmut Kışlalı'nın vefat haberi de böyle oldu. Onu, son yolculuğuna, saygıyla uğurlamak isterdim, olmadı. Ağabeyi, bizim de ağabeyimiz Mehmet Ali Kışlalı'nın acısını kalbimde hissediyorum. İki kardeşini de (Önce Ahmet Taner Kışlalı, şimdi de Mahmut) kaybetmek, hem de hiç beklenmedik bi anda kaybetmek, ne büyük acı, ne büyük şanssızlık, kaderin ne büyük acımasız oyunu!
Acaba kader demek de ne kadar doğru?.. Biri, karanlık güçlerin kurbanı.. Öteki trafik canavarı denen belanın.. Allah'tan rahmet ve ailesine sabır dilemekten başka elimizden bi şey gelemiyor kardeşim.. Ellerinden bi şeyler gelebilecek olanlar da kendi havalarında, kendi dünyalarında.. Bizler umurlarında bile değiliz..
Bu arada hayat devam ediyor. Sen de yüreğindeki sızılarla hayatın akışına katılıp gidiyorsun. Bu hep böyle.. Zaten başka türlü olsa çıldırırdık.. Bi de korkudan çıldıranlar var. Marmaris, Fethiye'deki depremlerde bi tür çıldırıp kendilerini balkondan, pencereden aşağıya atanlar gibi.. Bereket ölen yok. Çoğu tedavi görüp evlerine dönmüşler.
Sana daha önce de yazmıştım, bizim Bördübet'dekiler depremleri pek takmıyorlar. Niye takmıyorlar, evler genellikle tek katlı ve sağlam yapılmış. Hele benim ev ponza taşından. Su basmanı üzerinde, temel bile gereksiz.. Yan yana konmuş kibrit kutuları gibi. Yerle birlikte sallanıyor. Kibrit kutusu depremden yıkılır mı? Aynen öyle! Her depremde Adil Özlen'i rahmetle anarım. O, zelzeleden yıkılmayan bu evlerin projelerini Bayındırlık Bakanlığı'na sunmuştu.. Hiç oralı olmadılar.
Eğer bu ve buna benzer projeler uygulansa, 5'i aşan depremlerde bile binalar yıkılıp, insanlar altında kalmaz, 6'da da (Fethiye açıklarındaki son deprem) korkudan, pencerelerden balkonlardan atlayıp oralarını buralarını kırmazlardı.
Kendisi aslında ekonomisttir, ama bu bina yapımından iyi anlayan arkadaşım Yüksel Akman ile büyük değil, büyücek bi depremde Marmaris'in ne olacağını konuştuk.
"Eski binaların hemen hemen hepsi yıkılır" dedi. Daha önceki yıllarda Marmaris'i sallayan depremde (1957) dedikleri kısmen olmuştu. Demek şimdi geri kalanlar da gidici. Yüksel'e göre Marmaris'in zemini sağlam değil. Bina yapılırken, sert zemin (kayalık) bulununcaya kadar yerin kazılması, sonra buraya çakılacak kazıkların üzerine temelin atılması lazım. Bu yalnız Marmaris değil, özellikle bütün kıyılarımız için geçerli. Pek tabii ki Fethiye için de.
Marmaris'te buna uygun yapılan birkaç bina varmış.. "Bildiğim kadarıyla, otel sayısı da beşi geçmez" dedi. Kullanılan çimento kalitesi, demirin miktarı ve kalınlığı, kirişlerdeki bağlantı parçalarının statik hesaplarına uygunluğu önemli diğer faktörler. "Mimar hesapları tam çıkartır. Fakat inşaatı yapanlar şurdan buradan, kafalarına göre, miktarlarla oynarlar. Bunun kontrolü de zordur" dedi Yüksel.. Yani iş sağlam temelle de bitmiyor. Üstü, binayı yapanın insafına kalmış.. Şimdi yeni yeni fay hatları da bulunmuş kardeşim. İşler zor yani. Ama Allahtan sayın bakanımız yüreklerimize su serpti. İstanbul'un altında diri fay hattı yokmuş. Marmaris'le Fethiye'de de diri fay yokmuş, ama bana sorarsan bunlar "ölü" numarası yapıyor olabilirler ?
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
tecelligunes@yahoo.com.tr

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA