Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Peygamber torunuyla tanışmanın heyecanı!

Tevfik Yener'le Hafta Sonu

Albayım, "Bu mektubu götür, cevabını getir"dedi.
Zarfta "Safiya Hanımefendi" yazıyor. Safiya Hanımefendi kim?
Safiye Ayla olmalı. Adresini buldum, Levent'e yollandım, zili çaldım, kapıyı hizmetçi açtı.
"Safiya Hanım'a mektup getirdim."
Kadın, teğmen üniformalı beni görünce heyecanlandı. Yıl 1961. 27 Mayıs'tan bu yana 19 ay geçmiş ve sıkıyönetim var. İçeri koştu ve az sonra Safiya hanım göründü.
Mektubu teslim ettim:
"Cevabınızı almam gerekli" dedim ama zarfta yazılı "Safiya Hanımefendi" ya başkasıysa. Mektubu okudu.
"Yılbaşı gecesi değerli ordu mensuplarına konser vermekten şeref duyarım" demez mi?
"Oh" çektim.
Harbiye Orduevi 31 Aralık 1961.
1. Ordu Komutanı Cemal Tural ve diğer generaller eşleriyle yılbaşı balosunda.
Safiye Ayla'yı almaya gittim.
"İçeri buyurun. Ben hazırlanana kadar eşimle sohbet edersiniz" dedi.
O an titredim. Şerif Muhittin Targan'la tanışacaktım ha?
Salona girdim. Şerif Muhittin Bey nur yüzüyle karşımda. Elini uzattı. Öyle heyecanlıydım ki çevremi göremedim. Elimden tuttu bir koltuğa oturttu..
Heyecanlandım, çünkü Şerif Muhittin bey, Peygamberimizin torunu. Mübarekle konuşmak, elini tutmak tarifsiz duygu.
Şerif Muhittin Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun son Mekke Emiri Ali Haydar Paşa'nın oğluydu. 14 yaşında dünya onu batı ve doğu müziğinin üstadı olarak tanıdı. Hukuk ve Edebiyat Fakültelerini bitirdi.
1924'te Amerika'ya davet edildi. Törenle karşılandı. New York Kuartet'te sekiz yıl viyolonsel çaldı.
Kahvelerimiz geldi. İçemiyorum. Saygısızlık gibi geliyor. Sıkıntımı sezdi, kahvesinden bir yudum aldı. "Buyrun" dedi. Sonra sordu, "Müzik sever misiniz?"
"Hastalık derecesinde" dedim, memnun oldu.
Biz konuşurken Safiye Ayla hazırlanmıştı. Şerif Muhittin Beyin sohbetine doyamadan Safiye Ayla ile Harbiye Orduevi'ne gittik. Bir saz heyeti vardı ama güvenmedi, "Ben sazsız okurum" dedi.
Balo salonuna yöneldik. Safiye Ayla anons edildi. Generaller alkışlıyor.
Safiye Ayla bir adım attı durdu, bana baktı. Gülümsedi. Ben de gülümsedim. Yürümedi. Yine gülümsedi, gülümsedim. Ama yürümüyor. Salondakiler merakta. Bana gülümsüyor, fakat yürümüyor. Çatlıyordum.
Gözleriyle ayaklarımı işaret etti. Bakınca ip atlar gibi zıpladım. Eteğine basıyormuşum. Safiye Hanım tuvaletini kurtardı, sahneye yürüyebildi. Muhteşem bir konser verdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA