Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"Rus salatası deme amca"

Tevfik Yener'le hafta sonu

-Garson bey. Bir Rus Salatası!
-Beyefendi, bizde Rus Mus işi bulunmaz.
-Olur mu kardeş. İşte vitrinde!
-Onun adı Rus Salatası değil bey amca, Amerikan Salatasıdır!
Garson az sonra iki bardak birayı ve ABD salatasını getirdi.
-Aman amca, bi daha Rus mus deme, Rus cısss... Hiç bi şey Rus değildir!
Yaşlı beye arkadaşı, "Dünya değişti muhterem. Kırk yıllık Rus Salatası oldu Amerikan Salatası" dedi.
Evet. Çarlık döneminde varolan Rus Salatası isim değiştirmişti.
Soğuk Savaş yıllarıydı, Rus, Türkiye'nin düşmanıydı. Amerika dostumuz.. "Rus mus işi" şeyler tehlikeliydi. "Adama komünist derler çıra gibi yanarsın."
O halde, Rus Salatasına Amerikan diyelim kurtulalım birader!
Bu konuşmalar Lale Sineması'nın bitişiğindeki Pasifik Birahanesi'nde geçti. Yıl 1957. Pasifik, Atlantik ve Ekspres Birahaneleri Beyoğlu'nda Çiçek Pasajı kadar ünlüydü. Atlantik, Ağa Camii karşısındaydı, Ekspres Fransız Konsolosluğu'nun köşesindeydi. Bunlar Çiçek Pasajı'ndakilerden farklıydı. Meyhane değil de, sandviççiydiler. Gündüzleri öğrenciler ayran ile sandviçe aboneydi. Olgunlar ise akşamların bira müşterisiydi.
50'li yıllarda Beyoğlu'nda 12 büyük sinema vardı. Hollywood müzikallerinin ve kovboy filmlerinin devri. Bir yıl önce (1956) İstanbul'u ziyaret eden Gary Cooper'in Kahraman Şerif (High Noon) filmini heyecandan ayakta seyretmiştik.
7 Kardeşe 7 Gelin filminde Howard Keel'in muhteşem bariton sesiyle, Jane Powell'in bülbül şakıyışıyla büyüleniyoruz.
En büyük hayranlığım olan bütün zamanların (Carouso hariç) en büyük sesi Mario Lanza'nın "Büyük Caruso" filmini 13 defa seyrediyorum.
Çünkü o yıllar Türkiye'de istediğin plağı bulmak imkansız.
O sesi dinlemek için tek çarem bir sinema biletiydi. Şimdiki TV müzik kanallarını izlemek gibi bir şey. Farkı; müziğin kalitesiydi.
Aktör Alan Ladd'ın oynadığı western başyapıtı "Shane" gişe rekorları kırıyordu. Öte yandan, Taksim Sineması'nda galasını yaparak Karagümrük, Sultanahmet Alemdar ve Sirkeci Kemal Bey sinemalarında tur atan Arap filmleri dönemi kapanmıştı. 1950'den sonra Enver Vecdi'nin yerini Tyrone Power ve Yusuf Vehbi'nin yerini John Wayne almıştı.
"Amerikanlaşmanın" başlangıç yılları mıydı?
Karşı ideolojik propaganda ise, Disney ve kovboy filmlerini kötülüyor, "Yerel kültürü öldüren kültür emperyalizmi" diyordu.
Yabancı kültür istilası vardı ama biz kendi kültürümüzü öne çıkartacak yapıtları yaratamıyorduk ki...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA