Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Mayaları Atatürk araştırdı. Biz unuttuk!..

Mayalar ve onların Uzun Takvimleri hakkında zerre fikri olmayanların uydurduğu "21 Aralık'ta kıyamet" iftirası üzerinde, 10 yıldır, bir meraklı ve bir gazeteci olarak konuyu araştıran Öcal Uluç'la konuşmamızın üçüncü günü..
Soru: Mayaların zaman ve takvimle ilişkileri nedir?..
Cevap: Mayalar matematikte, (Teleskopları olduğuna dair bugüne kadar en ufak bir kanıt bulunamamasına rağmen) astronomide ve zaman ölçeklerinde, dolayısıyla takvimcilikte inanılmaz bir bilgiye sahiptiler. Venüs gezegeninde bir yılın süresini (Bu gezegene özel ilgilerinin sebebi ile ilgili gerçekçi bir yorum hâlâ yapılamamıştır), bugünün teknolojisiyle ölçülen zamanla tam aynı ölçecek, Ay'ın Dünya etrafında, Dünya'nın Güneş'in etrafında dönüş zamanlarını sadece birkaç dakika eksik bilecek kadar, ileriydiler. Güneş sistemimizin içinde bulunduğu Samanyolu Galaksi'sinin merkezini ve oradaki "Her şeyi yutabilen" enerji merkezini (Bugün "Karadelik" diyoruz) bilecek ve onu en büyük tanrıları yapacak kadar, ileriydiler. Maya Uzun Takvimi'nin bölümlerini de, Samanyolu'nun merkezi ile Güneş'in, Dünya'nın ve Venüs'ün aynı hizaya geldiği günlere rastlattıkları yolundaki açıklamalar bile, Mayaların o günün şartları içinde astronomide ve matematikte hangi noktalarda vardıklarının şaşırtıcı örneklerindendir.
Dahası, üç asır, birdenbire yemeklerini bile yarıda bırakıp, bazı kentleri boşaltıp, tarih sahnesinden silinmelerindeki sır, hâlâ araştırılmakta ve nedenleri tartışılmaktadır. Tabii sonra "yeniden" ortaya çıkmaları da.
Maya tapınaklarının en üstündeki mekânlardaki pencerelerin, tıpkı Mısır piramitlerindekilerde olduğu gibi, bazı takım yıldızlarına dönük olması da ve Mayaların tapınaklarını, bazı kentlerini bu takımyıldızlarının gökyüzündeki konumlarına uygun olarak inşa etmiş olmaları da, ilginç bir başka görüntüdür!..
Mayaların teleskop olmadan bu bilgilere nasıl ulaştıklarına dair, iki görüş vardır; Bu bilgileri ya Mu kıtasından getirdiler, ya da Eric Von Daniken'in meşhur "Tanrıların Arabaları" kitabındaki öne sürdüğü gibi, "birileri" getirdi ve Mayalara bıraktılar. Bunların dışında "bilimsel mantığı olan" bir açıklamayı ben henüz okumadım!..
Bu arada şunu da ilâve edeyim, Maya ülkesindeki kazılarda iki tane kristal insan kafatası bulunmuştur ki, bugünün teknolojisiyle dahi, bu kristal kafataslarının nasıl yapıldığının sırrı çözülememiştir!..
Soru: Atatürk'ün bu konu ile ilgilendiği ve oraya bir araştırmacı gönderdiği yolunda bir söylem var, doğru mu?..
Cevap: Türk Dil ve Tarih Kurumu'nu kurduran, Türkler ve Türk Dilleri hakkında araştırmalar yapılmasını isteyen Atatürk, "Güneş Dil Teorisi'nin araştırmacılarından biri olan" Türk diplomatı Tahsin Mayatepek'i Meksika'ya maslahatgüzar olarak tayin etti. O da Maya dili ve kültürü üzerine araştırmalar yaptı. Milattan önce 50.000 - 12.000 yılları arasında Büyük Okyanus'ta var olduğu ve büyük bir felaket sonunda battığı" iddia edilen "Mu uygarlığı" üzerinde araştırma yapanların en ünlüsü olan Albay James Churchward'ın kitaplarından da (ki Mu kıtası insanlarını bir yandan Türklere, Uygurlara, bir yandan Hindistan, Babil, Pers, Mısır ve Maya uygarlıklarına kadar bağlar) faydalanarak, Atatürk'e raporlar ve Churchward'ın 3 kitabını gönderdi. Mayatepek'in 3 defter tutan 14 raporu vardı. Bugün defterlerden biri kayıptır ve elde sadece 7'den 14'e kadar olan raporlar vardır. Bu raporlarda Mayatepek (Türkçe'de "Tepe" kelimesinin Mayalardaki karşılığı "Tepek" tir), Maya dili ve kültürü ile Orta Asya kavimleri ve Türk dili, Türk kültürü arasındaki benzerlikleri, Güneş Kültü, semboller, işaretler, kelime kökenleri, kilim desenleri, şaman inanışı, gelenekler ve uygulamalarına dair benzeşen örnekleri anlatmış, James Churchward'ın eserlerine dayanarak, konuyu Mu Medeniyeti'ne kadar dayandırmıştır!.
Soru: Sonra?..
Cevap: Atatürk sonrasında devletin bu araştırmalarla ilgisi kalmamıştır. Özel araştırmacılar vardır, makaleler ve kitaplar yazmışlardır, yazmaktadırlar. Kamuoyunda da, basınımızda da bu konuya gereken ilgi gösterilmemektedir.
Soru - Son bir soru.. Bu olayda, "Şirince'nin yeri nedir?..
Cevap - Mesela ben desem ki, "Marduk Dünya'ya çarpacak, hem de tam Esad'ın Sarayı'nın üzerine çarpacak!." İşte bu ne ise, Şirince'nin palavra kıyamet olayındaki yeri de o. Çok açık ki, "Kopmayacak bir kıyametten, tüm dünyada kurtulacak (!) iki kasabadan biri Şirince" haberi, 21. Yüzyılın en parlak tanıtım ve pazarlama uydurmacası.. Geceliği birkaç bin dolar oda, birkaç günlüğü 30 bin dolar ev kirası ve "Bütün dünyanın Şirince'yi duyması" ne demek?. Uyduranlara da, inananlara da helâl olsun!..

Yarın: Ne "Yarın"ı?. Yarın 21 aralık!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA