Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Köpekbalığı saldırılarıyla ilgili haberler nedense ilgimi çekiyor. Acaba içimden kopan trafik magandalarını parçalama hissi mi bende böyle bi ilgi uyandırdı.. Yoksa, başka psikolojik sorunlarımda mı var? Doktorumla konuşmalıyım..
Bikaç gün önce Avustralya'da aniden bi plaja dalan köpekbalıkları 46 yaşındaki, film yapımcısı Adam Strange'yi beş dakikada parçaladılar. Zavallı adam gene de beş dakika iyi dayanmış. Köpekbalığı saldırdığında gözlerine veya çenesine bütün gücünle vuracakmışsın.. Çoğu, böyle bi durumda bi an şaşkınlık geçirirmiş. İşte bu sırada yandaki bi kayalığa sığınabilirsen ne ala, yoksa felaket.. Ama işin ilginç yanı köpekbalıklarının çoğu cinsi insanlara ilgi duymazmış. Tv programlarında da izliyoruz. Veya saldırıp bi parça koparır, yanlışlık yaptıklarını anlayınca çekip giderlermiş.
Köpekbalıklarının insanlara saldırı taktikleri, bayağı bi plana dayanıyor.. En öndeki gelip avına şöyle bi çarpıyor.. Önce deniyor yani.. İkinci atak bi parça koparmak için.. Sonra ötekiler devreye girermiş.. Avustralyalı film yapımcısına dört balığın saldırdığı söyleniyor. En azılı trafik magandası için bile çok ağır bi ceza!
ISAF diye bi kuruluş bu tür olayların istatistiğini tutuyormuş. Oradan öğreniyoruz ki adam parçalama olayı en çok Avustralya'da. Tam 2463 köpekbalığı saldırısında 471 kişi ölmüş. Ama dikkatini çekerim bu istatistiğin başlangıç tarihi 1600'lü yıllara dayanıyor. Oradan günümüze kadar ölen insan sayısı 471. Bi başka ifadeyle, köpekbalıklarının parçaladığı yıllık insan sayısı, yazın kenelerin ısırmasından ölen insanlarımızdan çok daha az. Bizde katil kene istatistiği tutan bi kuruluş var mı bilemiyorum. Olsa, ortaya daha net rakamlar çıkabilirdi.
Avustralyalı koca köpekbalıkları, minicik Türk kenesinin onlardan kat be kat fazla insan öldürdüğünü bilseler, şaşkınlıktan şoka girerler herhalde.. Ve bu şokla birlikte içine yuvarlanacakları ruhi depresyon onları da balinalar gibi toplu intihara sürükleyebilirdi. Böylece Dünya bu katillerden kurtulurdu. Bu senaryo biraz abartılı oldu galiba.
Bizde bereket, öldürücü cins köpekbalığı yok. Düşünebiliyor musun gazetelerimizin sayfaları, onca kanlı trafik kazası, kalbinden bıçaklanmış kadın veya tüp patlamasından etrafa yayılmış ceset resmi arasında bi de onlarınkiyle dolacaktı . Bizdekiler küçük, zararsız köpekbalıkları. Ören'deki santralin, deniz suyunu ısıtmasından sonra, Ege'nin bu ucunda köpekbalığı sayısı bayağı arttı ama onları lokantalarda çeşitli isimler altında afiyetle yiyoruz.
Köpekbalığı etinin mideye dokunması gibi bi şey yok. Kızartma yağı iyi olacak. Benim bi aşçı arkadaşım var, Cemil Usta: "Sen bana en büyük köpekbalığını getir. Ben onu öyle bi soslar, tavada öyle bi kızartırım ki hamsi diye yersin.." dediydi. Ben de "Ustacım.. biri hamsi biri köpekbalığı , pes yani!" diye itiraz ettiydim. Cemil güldü "Bu hormonlu hamsi bilader.. Sen yediğin balığın lezzetine bak!"
Hamsinin hormonlusu!.. Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş tecelligunes@yahoo.com.tr

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA