Hazırlık maçlarında gerekli motivasyonun sağlanamadığı bir gerçektir ama takımların genel durumları hakkında mutlaka fikir sahibi olursunuz. İşte Denizli'deki Belarus karşılaşması kollektif sıkıntı çektiğimizi, hücumda etkili olamadığımızı, istenilen ölçüde savunma güvencesi sağlayamadığımızı bize açık şekilde göstermişti.
Trabzon'daki Dünya Kupası eleme grubu ilk maçında Gürcistan karşısında alışılmış saha içi rahatsızlığı yine gündeme geldi. İlk yarıda orta alanda organize olamadık. Hücum girişimlerinde hiçbir plan program yoktu. Oyunu sürekli karşı alana yıktık ama pozisyon arayışları kalabalık alan savunması önünde şişirme ve duran toplar ağırlıklıydı. Bu arada kalemize gelen iki duran topta da büyük tehlikeler atlattık. Zaten ceza alanı içinde, adam paylaşmayı bilmiyoruz. Bir de buna defans bloğu ve orta sahamızdaki oyuncularımızın yüksek toplardaki yetersizlikleri eklenince Gürcistan gibi bir ekip için dahi duran toplar büyük avantaj teşkil etti.
İkinci yarıya Fatih'in mükemmel bir yükselişle attığı çok zor bir golle başladık. Bu hem bizim için moraldi hem de rakibin mecburen risk almasını sağlayacaktı. Ancak kısa süre sonra Hasan Şaş'ın çok gereksiz bir kırmızı kartla oyun dışı kalması planları bozdu. Teknik direktör Ersun Yanal burada önemli bir hata yaptı. Hemen iki değişiklik gerekiyordu. Ama o beklemeyi tercih etti. Hüseyin ve Gökdeniz'in girişleri geç kalınca o bölümde takımımız fizik açıdan yıprandı. Oyunu istediğimiz gibi kontrol altına alamadık. Ve de her zaman başımızı ağrıtan duran top rahatsızlığımızdan çok basit bir gol yedik.
Umut vermeyen futbolumuzla zayıf bir rakip karşısında evimizde iki puan kaybederek Dünya Kupası elemelerine kötü bir başlangıç yaptık.
Ersun Yanal'ın öncelikle öğrenmesi gereken bir şey var. Çok forvetle oynamak günümüz futbolunda çoğu zaman fayda getirmiyor. Hele 4 forvet oynamaya karar verip de Nihat'ın kulübede oturmasını ise mantık hiç kabul etmiyor.