Dün gece İnönü Stadı'nda yüksek tempolu, kaliteli bir derbi izledik. Tabii ki, Beşiktaş'ın ciddi bir kaybı varken, G.Saray da kazanç elde etti. G.Saray maça atak ve organize bir futbolla başladı. Beşiktaş'ın saha içi düzeninin henüz oturmayışı ve de yabancısı oldukları 4'lü defans uygulamasındaki doğal aksaklıklar; sistemi oturmuş, birbirini tanıyan oyunculardan kurulu G.Saray için avantajdı.
G.Saray ilk 25 dakikada oyunu tamamen karşı alana yıktı. Arka arkaya ataklarda genelde son pas seçimlerini yanlış yapmalarından az pozisyon buldular. Bu bölümde Beşiktaş olumlu top kullanamadı. Devrenin kalan bölümünde ise oyun dengelendi. Ama rakibinin defans bloğunun ortasından Song'la Tomas'ın tandem anlayışını iyi bilmeleri ve uyumları, ayrıca Ergün ile Conceiçao'dan oluşan çift ön liberonun deneyimleri Beşiktaş'a beklediği üretkenliği getirmedi.

Beşiktaş'ta devamlılık yok
İkinci yarıya Beşiktaş pozisyonla başladı, ardından seyircinin itici güceyle kısa bir bölüm yüklendi. Ama daha sonra G.Saray yine kontrolü ele aldı. Bilhassa Necati'nin attığı sürpriz deparlar, golün habercisiydi. Nitekim böyle bir pozisyonda penaltı kazanıldı. Ama Hakan Şükür'ün vuruşunda top direkten auta gitti.
Bundan sonra kısa bir bölüm G.Saray yine iyiydi. Mutlak kazanmak zorunda olan Beşiktaş da artık yüklenmeye başladı ama bu ataklar neticeyi değiştirecek etkinlikte olamadı. Sadece bitime iki dakika kala tesadüf de olsa inanılmaz bir pozisyonu İbrahim Toraman ile kaçırdılar.
G.Saray iyi yolda. Taşlar yerli yerine oturmuş. Beşiktaş cephesine baktığımızda, önemli saha içi rahatsızlıklarını gözlemliyoruz. Ön liberoda sıkıntı yaşanıyor. Takımın hücum organizasyonlarında da bir devamlılık ve etkinlik yok.
Dünkü maçta G.Saray'ın rakibinden deplasmanda olmasına rağmen daha iyi ve etkili oynaması, iki takım arasındaki saha içi düzeninin sarı-kırmızılı takımı lehine olan farklılıktan kaynaklanıyordu.