Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER ÜRÜNDÜL

Türk futboluna dersler

Chelsea ve Barcelona gibi kendisinden çok daha güçlü iki takımı saf dışı bırakan İnter, tahmin ettiğim gibi Bayern karşısında da zorlanmadan kupanın sahibi oldu. İnter'in kadro yapısı ve Mourinho faktörüyle motive olduğu kritik maçlarda takım savunmasını arızaya uğratabilmek mümkün olmuyor. Kendi alanlarında öylesine iyi yerleşip, saha ve adam markajı yapıyorlar ki, hücum etmek isteyen rakipler adeta geriye itiliyorlar. Senelerdir vurguluyorum; futbolda başarılı olabilmek için basketboldaki gibi iyi savunma yapmak şart. Barcelona, bugün dünyanın en iyi pas trafiğine sahip aynı zamanda da en ofansif gücü yüksek takımı. Her rakip karşısında topa sürekli sahip olmaları ve kaptırdıkları toplardan sonra yaptıkları müthiş şok presle üst düzey ofansif güçlerine etkili savunmalarını ilave ediyorlar. Yarı finalde Milano'da İnter karşısında kendilerine çok güvenmenin cezasını çektiler. Maça istedikleri gibi kendi kontrollerinde ve rahat başladılar. Sonunda golü buldular. "Bu iş artık bitti" deyip, savunma güvencesini ihmal etmenin bedelini 3 gol yiyerek gördüler.Bu maçtan sonraki köşemde daha önce analiz ettiğim Rijkaard ile birlikte Guardiola'yı eleştirdim. "Sistem hocalarının ezberleri bozulduğu zaman tıkanıp kalıyorlar" Bayern'in deneyimli hocası Van Gaal de finalde sınıfta kaldı. Barcelona'nın 1 kişi fazla oynadığı halde aşamadığı duvarı aynı modelle ve daha yavaş pas trafiğiyle nasıl aşabileceklerdi? Mourinho'nun öncelikle Robben'i kanadına tedbirler getireceği bir gerçekti. Eğer Ribery oynasaydı iki kanat da çalışacağından İnter'in alan savunması sıkıntı yaşardı. Van Gaal düşük tempolu pas trafiğiyle takımını İnter'in üzerine gönderince kontratak tuzağına düşeceği kaçınılmaz bir gerçekti. Van Gaal'in Hamit'i çıkarması da yanlıştı. Hadi Hamit'in yerine Tymoshchuk'u sahaya sürse bu değişiklik fazla eleştirilmezdi. Ama giren oyuncu Miroslav Klose olunca yanlış üç katına çıktı. Bayern hiç pozisyon bulamadan ve de gol yiyerek teslim bayrağını çekti. İşte sistem hocalarının işler ters gittiğinde formül üretemediklerinin bir örneği de Van Gaal'den geldi.

ALEX GİBİLERLE OLMAZ!
İnter de B.Münih de ülkelerinde hem lig, hem de kupa şampiyonu oldular. Şampiyonlar Ligi'nde finale geldiklerini de göz önüne aldığımızda her hafta ikişer ağır maçlar oynadılar. 37'lik Zanetti her maç 90 dakika sahada basmadık yer bırakmıyor. Robben finalde tek başına savaştı. İkili üçlü sıkıştırmalara karşı 90 dakika her şeyi denedi, yine ayakta kaldı. Bu örnekleri sürekli yaşamamıza rağmen düşünüyorum, bizim medyanın büyük bölümüyle yöneticiler ve taraftarlar ne zaman uykudan uyanacaklar diye. Yürüyerek oynayıp, hiçbir şey üretmeyen, keyiflerine bakan yabancılara daha ne kadar sınırsız kredi verilecek? Ben koşmadan oynadığı için Alex'i eleştiren bir yazarım. Bu yüzden de tepkiler alıyorum. Avrupa'nın büyük takımlarında bu kadar ağır maç trafiğinde hiç Alex tipi bir oyuncu var mı? Ligimizin kalitesini yükseltmeyi ve futbolumuzun iyi yerlere gelmesini bekliyorsak, çağın gereklerini yapan futbolculara prim verelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA