Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Finansal ölüm çemberine mi girdiler?

Avrupa'da kemerler sıkıldıkça işler daha kötüye gidiyor. Kamu harcamalarının azaltılması, vergilerin çoğaltılması, işsizliği iyice artırıyor. Artan işsizlik nedeniyle gerileyen toplam talep, ekonomilerin küçülmesine neden oluyor.
Bu durum somut olarak İrlanda, İspanya, Portekiz ve Yunanistan'da yaşanıyor.
Bu ülkeler kemer sıkmaya başladıklarından beri daha kötüye gidiyorlar.
Avrupa Para Birliği'ne üye ülkelerin bütçe açıklarının milli gelire oranı son verilere göre yüzde 4.1'e geriledi. Oysa bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 8.5'te tutan ve açığını hızla azaltmayan ABD ekonomisi ise tam tersine daha iyi durumda bulunuyor. ABD'de hem ekonomi büyüyor hem de işsizlik azalıyor.
Hatta Avrupa'nın aşırı kemer sıkan maliye politikasından ABD yönetimi rahatsızlık duyuyor.
Çünkü kemer sıkma nedeniyle ortaya çıkan durgunluk, ABD ekonomisini de olumsuz etkiyor. Euronun değer yitirmesi, ABD ekonomisinin rekabet gücünü azalttığı için ABD, euronun tekrar değer kazanmasını sağlamak amacıyla Avrupa'ya bir Hazine temsilcisi gönderdi. Hazine temsilcisi Lael Brainard, Avrupa İstikrar Fonu'ndaki 700 milyar euronun Yunan ve İspanyol banka risklerine karşı kullanılmasını önerdi.
Peki Avrupa'nın karar vericisi durumuna gelen Almanya neden bu kurtarma önerilerine yanaşmıyor? Almanya kurtarmaya yanaşmıyor çünkü Yunanistan'a, Doğu Almanya'nın 1990'daki Batı Almanya ile birleşme modelini önermeyi planlıyor.
Time'dan Peter Gumbel, Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble'nin Yunanistan'ı Doğu Almanya gibi gördüğünü ve bu ülkenin kurtuluşunun bütün mal varlığını özelleştirme yoluyla satmaktan geçtiğini düşündüğünü ileri sürüyor. Hatırlarsanız Doğu Almanya, Batı Almanya ile birleşirken mal varlığının büyük kısmını "Batı Almanlara satmıştı. Tabii şimdi bu düşünce, "Yunanistan ile Almanya arasında birleşme mi olacak?" sorusunu akla getiriyor. Peki Yunanistan'a Doğu Almanya modeli uygulandığında, Yunanlılar mal varlıklarını kime satacak? Para Almanlar'da. Eğer Almanlar bu planı Yunanistan'la birleşme üzerine kuruyorsa, bu durumda göstermelik bir bağımsız Yunan devleti ortada kalacak demektir.
İşte bu nedenle Almanlar, sürekli kemer sıkma önerisi yaparak Yunanistan'ı sıkıştırıyor olabilirler. Çünkü Almanlar, Yunanistan'a ve diğer çevre ülkelere silah satarken hiç kemer sıkmaktan, tasarruftan bahsetmiyordu.
Gelelim AB'nin diğer çevre ülkelerine... İrlanda adeta finansal ölüm çemberine girmiş gözüküyor.
Kemer sıktıkça işsizlik çoğalıyor. İşsizlik artıkça borçlar geriye ödenemiyor.
Rakamlar ürkütücü. Financial Times'a göre İrlanda'da tasarruf oranı kemer sıkarak yüzde 17 oldu, bu oran 2007'de yüzde 12 seviyesindeydi. Tasarruflar arttıkça durum daha kötüye gidiyor.
İrlanda Euro Bölgesi'ne girmeden önce hane halkı borçlarının milli gelire oranı yüzde 93'tü. Euro Bölgesi'ne katılımdan sonra, yüzde 220'ye yükseldi.
Kısacası, Euro Bölgesi'ne alınan Avrupa'nın çevre ülkeleri, Alman ve Fransız bankalarınca aşırı borçlandırıldı. Tabii bu süreçte notçu kuruluşların bu ülkelere verdiği sahte üç A'lı, iki A'lı notlar da bu borçlanma musluklarının açılmasında önemli rol oynadı. Ama Eylül 2008'de Lehman Brothers'ın batışıyla, çevre ülkelerde yaşanan bu lüks hayatı artık sürdürmek mümkün olamadı.
Gelelim şimdi ne olacağına... Amerikalı iktisatçıların, özellikle Paul Krugman'ın krizin büyüyerek aşılacağı önerilerine, Almanya yanaşmadığı takdirde, Avrupa'da bazı devletler göstermelik hale gelebilir. Çünkü alacaklılar, alacaklarını bu ülkelerin mal varlıklarına el koyarak tahsil edecek. Böylece çevre ülkeler, Avrupa'nın zengin ülkelerinin Akdeniz ve Atlantik'teki sahilleri haline gelecek. Anlayacağınız, Doğu Almanya modeli işletilirse, çevre ülkeler için görünen son bu! Başka bir şey değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA