Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

28 Şubat ve Adam Smith

Türkiye'de askeri müdahalelerden ve darbelerden hep küçük sermayedarlar zarar gördü. Çünkü askeri darbeler sadece ekonomik büyümeyi engellemedi, aynı zamanda küçük sermayedarların ticaretini ve yatırımlarını hep engelledi.
Mesela 1960 darbesinden sonra sağlanan Avrupa Yatırım Bankası kredileri hep İstanbul sermayesine verildi. Aynı şekilde 1971'de 12 Mart muhtırasının ardından alınan kararlar hep büyük sermayeyi dış rekabete karşı korumaya dönük oldu. 1980 darbesinde de benzer kayırma yaşandı. İşçi ve küçük memur kesiminin aleyhine ücretler adeta donduruldu. Böylece büyük sermayenin kârlarının artması sağlandı. 28 Şubat darbesinde ise bayilikten üretime geçmiş olan Anadolu sermayesi adeta soyulup soğana çevrildi.
İktisat tarihçisi Niall Ferguson son kitabı olan The Great Degeneration'da, suiistimalci ve tekelci elitlerin bir ülkedeki hukuki ve kurumsal yapıyı kendi lehlerine kullandıklarını ve dejenere ettiklerini ayrıntılarıyla anlatıyor. Niall Ferguson, bütün darbelerde Türkiye'de yaşananları bir bakıma özetliyor.
Ferguson, öncelikle Adam Smith'in Milletlerin Zenginliği kitabındaki şu tespitini okuyucuya aktarıyor. Smith "Ülkede zenginler ve büyük sermaye sahipleri kendi işlerini güven içinde yürütür. (Adeta kendilerine özgü dokunulmaz bir hukuk yaratırlar.) Fakat küçük sermaye sahipleri ve fakirler, askeri ve mülki yüksek memurlarca, adaleti sağlayacağız bahanesiyle sık sık soyulup yoksul bırakılırlar. Böylece küçük sermayenin gelişip büyümesi engellenir ve böylece büyük sermayedarlar tekellerini güçlendirip çok büyük kârlar elde ederler" diyor.
İktisat ilminin kurucusu kabul edilen Adam Smith, yaklaşık 237 yıl önce yaptığı bu tespitiyle sanki 28 Şubat postmodern darbesini anlatıyor. 28 Şubat 1997'de asker ve sivil yüksek memur takımının kararlarıyla Anadolu sermayesinin şirketlerinin nasıl kapatıldığını, teşviklerinin nasıl verilmediğini, Anadolu sermayesinin ürünlerinin satılmaması için ne tür listeler yapıldığını, "yeşil sermaye malları satın alınmayacak" talimatnamelerinin nasıl yayınlandığını bize bir bir hatırlatıyor.
Nitekim iktisat tarihçisi Ferguson'un da son kitabında belirttiği gibi, suiistimalci ve tekelci elitler, Anadolu sermayesini 28 Şubat kararlarıyla adeta yok etti. Devlet bankalarını, devletin yüzde yüz mevduat garantisi verdiği kendi bankalarını ve şirketlerini soyup vatandaşın sırtına 320 milyar lira borcu yüklediler.
Fakat işler Adam Smith'in 250 yıl önce anlattığı gibi gitmedi. Elitlerin istediği ekonomik yapı bu defa sürdürülemedi. Çünkü halk uyandı. 2002 seçimlerinde parlamentoyu tamamen değiştirdi. Küçük sermayeyi soyup soğana çeviren İstanbul sermayesinin emrindeki asker ve sivil yüksek memurlar yeni bir darbe hazırlığındayken yakalandı.
Şimdi tekelci elitler ve yüksek memurlar rahatsız. Zira yıllardır dejenere ettikleri hukuki ve kurumsal yapı biraz da olsa değişti. Türkiye'deki hukuki ve kurumsal yapıyı tekrar eski haline döndürmeye ve eski imtiyazlarını geri almaya çalışıyorlar ama nafile. Artık bu ülkede işlerin onların istediği gibi gitmesi mümkün değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA