Bayramlar...
Umuttur...
Özlemdir...
Sılada olanlar için heyecandır.
Beklentidir.
Mutluluktur.
Bir Kurban Bayramı'nı daha huzur ve güvenle idrak ediyoruz.
Biz gazeteciler için ne arefe ne de bayramın heyecanını doya doya yaşamak vardır.
Mesleki sorumluluğumuz gereği huzurunuza çıkmak için mesai vakti gözetmeyiz.
Dün bayramın birinci günü olmasına rağmen, ekibimiz görev başında... Pazartesi buluşmalarımızı aksatmamak adına ben de bu yazıyı kaleme alıyorum.
Söz konusu okurla buluşmak olunca bayram nedeni ile heyecanımız ikiye katlıyor.
Bayram süresince SABAH Akdeniz bölgede yaşananları sayfalarına taşımaya devam edecek.
Eski bayramları, yaşanmışlıkları, samimiyeti teknolojiye yenik düşürdük.
Çocukluğumun bayramlarını aramıyor değilim. Arıyorum, hem de özlemle, hasretle...
Film şeridi gibi geriye göz atıp köyümde yaşadığım bayram günlerime dönmek istiyorum.
Arefe gününden başlayan hazırlıkları, mezarlık ziyaretlerini, bayram namazını o günün tadı ile özümsemek isterdim.
Hemen her okurumun hatıralarında yer aldığı gibi namaz sonrası aile büyükleri, komşularımız ve mahallemizdeki bayramlaşma turlarını yaşamak isterdim.
O günler topladığımız çikolata değil şekerin tadı bile bir başkaydı.
Çikolatayı ancak şehirlerde çok nadir görürdük.
Babamdan aldığım bayram harçlığı en yakın şehre indiğimizde sinema biletine yeterli bütçe olurdu.
Annemin günler öncesinden hazırlıklarını da unutmamak gerekir.
Şimdilerde hazırlıklar var da... Bize harçlık veren yok...
Büyümüşlüğün verdiği küçüklüğün özlemi olsa gerek...
Ya bayram kıyafetlerimiz? İmkanı olabilen aile çocukları için bir pantolan bir gömlek ya da bir pabuçtan ibaretti.
Şimdilerde AVM'lerde onlarca mağaza, yüzlerce marka peşinde koşturur olduk...
Beğenilmeyen, gönül bırakılanlar da cabası...
Bizim jenerasyon yokluğu da yaşadı, varlığı da gördü.
Bizler Türkiyemizin gelişen yüzüne tanıklık ettik.
Derin bir nefes sonrası 'aaah eski bayramlar' demek istemiyorum.
Ancak bayramları eskiten, bayramları teknolijiye yenik düşüren yine bizleriz.
Ziyaretleri unutan, birbirimiz ile sohbeti teknolojiye yenik düşüren yine bizleriz.
Galiba eskiyle yeniyi harmanlayamayan yine bizleriz.
Pardon, geçen haftaya bir göz atalım; Pazartesi, 'Antalya,Van kan kardeşliği', Salı 'Yüzde iki'ler nereye gidiyor', Çarşamba 'Turizm kazaları yorgunluktan', Perşembe 'Zeytinköy için kardeşler el ele', Cuma 'Şikeli futbol turizmi vurdu', Cumartesi 'Seracılık için önemli adımlar' ve dün 'Turizmcilerin bayram finali' manşetleriyle habere, olaylara ve yaşananlara tanıklık ettik hafta boyunca...
Söz bayramdan açılmışken, sözü de bayram ile tamamlamak gerekir...
Sevdiklerinizle, mutlu, huzurlu nice bayramlara...
Dostlukla, sevgiyle acıların yaşanmadığı bir hafta diliyorum...