Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Sünnileri kızdırmadan Alevileri memnun etmek mümkün mü?

Dün bir grup yazar Başbakanlığın Dolmabahçe'deki ofisindeydik. Faruk Çelik, kendi bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülen ve Alevilerin sorunlarının ele alındığı, yaklaşık 2 yıl süren çalışmaların sonunda ortaya çıkan nihai raporu açıkladı.
Açık söylemek gerekirse söz konusu nihai raporda ben pek yeni bir şey bulamadım.
Çünkü Aleviliğin 2011 yılı itibarı ile Din Bilgisi ve Ahlak Bilgisi derslerinin müfredatına girmesi, Madımak'ın müze olarak yapılandırılması meseleleri zaten uzun zamandır konuşulan ve neticelendiğini bildiğimiz konuların başında gelmekteydi. (Bu ifademden sakın ola, Alevi çalıştayları paralelinde alınan bu kararları, "önemsemiyorum" manası filan çıkarmayasınız. Çünkü önemsiyorum. Hem de deliler gibi önemsiyorum. AKP hükümetinin Alevilikle ilgili hiçbir şey yapmamış olduğunu varsaysak dahi, Sivas'ta onlarca insanın diri diri yakıldığı Madımak'ı kamulaştırıp orayı bir anı-müzeye dönüştürmeleri bile benim bu meseleyi önemsemem için başlı başına bir sebeptir!)
Yanı sıra, raporda yeni bir şey bulmadığıma şaşırmadığımı da sözlerime eklemeliyim.
Çünkü Alevi toplumunun asıl beklentisi olan "cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması" meselesi öyle sanıldığı gibi tereyağından kıl çekerek çözülebilecek bir mesele değil!
Açılımı başlattıkları an itibarı ile takibe aldığım hükümetin çözüme ulaşması son derece çetrefilli olan bu konuda büyük yol kat ettiklerini söylemekle beraber, aynı hükümetin son adım olan, "Cemevleri ibadethanedir!" adımını atmaktan fazlasıyla çekince duyduklarını da hayata realist pencereden baktığım için pekala iyi görebiliyorum!
Peki neden? Nedir yani Alevilik meselesini asıl çözüme kavuşturacak bu meselede Hükümet'i çekinceye iten?
Söyleyeyim açık açık, "Çünkü korkuyorlar!"
Özellikle aşırı dindar kesimin böyle bir kararı almaları halinde göstereceği tepkiden, onların alacağı tavırdan ürküyorlar!
Peki, bir siyasi partinin bütün Sünnileri küstürmeden, kızdırmadan, öfkelendirmeden, kendilerinden uzaklaştırmadan Alevileri memnun etmesi mümkün mü?
Eğer söz konusu Sünni vatandaş, arkadaşım Hilal Kaplan gibi başını örtecek kadar dindar olmasına rağmen, özgürlüklere, insan haklarına ve demokrasiye olan inancıyla okurunun yüzde 80'i muhafazakâr olan Yeni Şafak gibi bir gazetede, "Cemevleri de ibadethane sayılmalıdır!" şeklinde bir ifade kullanabiliyorsa cevabım; "Evet mümkündür!" olacaktır.
Ama o Sünni vatandaş yüzyıllardır anlamsız biçimde süren Alevilikle ilgili önyargıları, hâlâ zihninde saklı tutuyor ve cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulmasıyla birlikte İslamiyet'e ihanet edileceği düşüncesini taşıyorsa, ne yazık ki mümkün değildir!
Tabii ki temennim bütün dindar Sünnilerin Hilal gibi aydın ve ilerici olmasıdır.
Ama gerçek şu ki; "Değil!"
Ne yazık ki bu dünyada hâlâ Aleviliğin İslamiyet'le alakası olmadığını, bir mezhep ya da bir inanış biçimi olmadığını düşünen milyonlarca insan var.
Ve ne yazık ki o insanların önlerindeki perdeyi tamamen kaldırıp, Aleviliğe karşı bütün önyargılarını hepten yok etmeleri sanıldığı gibi kolay değil.
Bu durumda tabii Cumhuriyet tarihi boyunca Alevileri resmen ilk kez muhatap kabul eden AKP Hükümeti'nin önünde iki seçenek kalıyor.
Ya, bugüne kadar Alevilik adına yaptıkları bütün çalışmaları, bütün derlemeleri gözlerini kapatıp çöpe atacaklar!.. Ya da bazı Sünnilerin küsme ve kırılmalarını göze alıp, tarihe pırlantayla yazılacak çok büyük ama çok büyük bir imza atacaklar!
Bu Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün ve sonrasındaki hiçbir liderin cesaret edemediği adımı atarak Aleviliği, müfredata sokarak, çocuklarımıza hiç değilse, "Alevilik ne demektir? Cemevi ne demektir? Cem töreni nasıl yapılır? Semah nasıl dönülür? Muharrem ayı ne zamandır? Muharrem orucu nedir? Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal, Hatayi, Hoca Ahmet Yesevi kimdir?" in öğretilmesini sağlayacak bu hükümetin eninde sonunda, cemevlerine ibadethane statüsü vereceğine ben şahsen inanıyorum.
Çünkü onların da benim gibi, din ve inanç özgürlüklerine saygı gösterilmesinin bir imtiyaz değil, doğal bir insan hakkı olduğuna inandıklarını biliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA