Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Müge Anlı özür dilemiş ama...

Önceki gün, içlerinde tuttukları ırkçı ve kafatasçı duygularını yaşanan korkunç felakete rağmen kâh ekranlarda, kâh sosyal medyada "foş" diye ortaya dökenlere cevaben isim vermeden, epeyce sert ifadeler içeren bir yazı yazdım.
Aslında o yazının kime yazıldığını anlayan anladı. Ama söz konusu yazıyı kime dair yazdığımı açık açık belirtmemi isteyen insanlar oldu.
Ben felaketin boyutlarının ne olduğunu gazeteme yazmak için bölgeye geldiğimde yüzlerce eleştiri gelmiş hem posta kutuma, hem de Facebook'taki şahsi hesabıma...
Diyorlardı ki; "Neden o kişinin Müge Anlı olduğunu yazmıyorsun? Yoksa aynı grupta çalıştığınız için mi? Patronlarından mı korkuyorsun?"
İzninizle. Hem söz konusu eleştirilere, hem de ettiği lafların altından kalkamayacağını anlayıp, "laf olsun, beri gelsin" mantığı ile yani sadece ve sadece mecbur kaldığı için özür dilemek zorunda kalan Müge Anlı'ya cevap vermek istiyorum.
Bir kere herkes bilmeli ki bu grubun, gazetelerinde kalem oynatanların da, televizyonlarında program yapanların da söylediği sözler ya da aldığı tavırlar sadece o sözü edeni ya da tavrı alanı bağlar!
Yani, Müge Anlı'nın milyonlarca insanın gözünün içine baka baka yaptığı bir şuursuzluk onu, onun bu şuursuzluğuna tavır koymak da beni bağlar!
Söz konusu yazıyı yazarken hanımefendinin adını bizzat kullanmamış olmamın bir tek nedeni vardır. O da, o hanımefendinin en büyük arzusu olan "tartışılmak ve gündem yaratmak" arzusunu yerine getirmek istemediğimdendir.
Emin olunuz ki, dünkü yazısında benzer tepkiyi kaleme alan yazarımız Emre Aköz'ün de, sözünü ettiği o densizlerin ismini vermemiş, adresini belirtmemiş olmasının tek nedeni budur! Başkaca da bir nedeni yoktur!
Kaldı ki söz konusu yazımın yayınlandığı çarşamba gününün bir gece öncesi, yani salı gecesi Beyaz TV'de yaptığım programda da, çok açık ve net bir biçimde; "Müge Anlı'nın yaptığı bir insanlık ve nefret suçudur! Aynı grupta çalışıyor olabiliriz ama söyledikleri grubumuzu bağlamaz! Yaşanan felaket karşısında grubumuzun aldığı tavır da gün gibi ortadadır!" dedim.
Şimdi gelelim, özür dilemesi mevzusuna... Biliyorsunuz. Felaketin ikinci günü etmişti o sözleri. Özür dilemesi beşinci gün! Tabii ki bir insanın yaptığı hatadan dolayı özür dilemiş olması büyük bir erdemliliktir. Elbette ki böyle durumlarda çok medeni ve insancıl yaklaşmak gerekir o kişiye.
Ama... Söylediği lafların ardından kendisine yöneltilen eleştirilere 4 gün boyunca, sosyal medyada kullandığı sayfalarda, "Benim duruşum nettir! Atatürkçüyüm ve vatanımı çok seviyorum! Sözlerimin arkasındayım. Bazıları o sözlerimi bilerek ve beni hedef göstermek için çarpıttı!" şeklinde cevaplayan bir insanın ben asla ama asla samimi olduğuna inanmam bu saatten sonra! Hiç kimse de inanmaz!
Mahmut Övür de şahittir. Bölgede günlerden beri görev yapan Turkuvaz Grubu'na bağlı bütün televizyoncu ve gazeteci arkadaşlar da! Müge Anlı bin kere özür dilese bile... O insanlar... Yunus, Azra, Azra'nın annesi, şehit düşen onlarca öğretmen, enkaz altında can veren bütün bedenler...
Hem felaketi yaşayanlar, hem de o felaketin atlatılması için bölgeye koşanlar... Askerler, polisler, kurtarma ekipleri, sivil yurttaşlar... Yani insan olmayı başarabilen herkes! Ama herkes! Asla onu affetmeyecek!
Onlar affetse bile... Adım gibi eminim.
Allah affetmeyecek!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA