Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Yeter Ayşe Arman yeter!

Röportaj haberciliği konusunda en tuttuğum, en beğendim isimlerin başında gelirdi Ayşe Arman. Hakikaten parmak ısırtacak söyleşilere imza atmıştır geçmişte. Ama son zamanlarda yaptığı işlerle beni iyice irrite etmeye başladı. Adam yokluğundan mı, konu sıkıntısı çektiğinden midir bilemiyorum. Nedense bir eşcinsellik hastalığına tutuldu ve sürekli aynı konu üzerinden abuk, sabuk röportajları okurlarıyla paylaşmaya başladı.
Konuyu sade bi şekilde paylaşsa, psikolojik ve sosyolojik yansımalarını ele alsa filan "amenna" diyeceğim. Çünkü biliyorum ki bu insanlığın bir gerçeği! Ama Arman'ın eşcinsellerle ya da bu konuyu eşeleyenlerle yaptığı röportajları öyle bir sunuşu var ki! Hani, "Siz de gay ya da lezbiyen olabilirsiniz! Hiç mahzuru yok" filan der gibi parlatıyor da parlatıyor. İşi şova çeviriyor ve eşcinselliğin heteroseksüellikten daha makbul bi durum olduğunu anlatmaya çalışıyor sanki. Söyleşilerini okuyunca sanırsınız ki memleketin en büyük problemi eşcinsellik ve paralelindeki mevzular. Uzun zamandan beri düşünüyordum bu konuyu yazmayı ama "Hah... Ayşe Arman'a sataşıp gündeme gelmeye çalışıyor" filan gibi abuk sabuk spekülasyonlara imkân vermemek için yazmadım. Fakat geçen pazarki söyleşisini görünce dayanamadım artık. Bu kez çocukluğunda ensest yaşayan bir genç insanı konuk almış Ayşe Hanım. Ensest sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada yaşanan berbat bir şey! Hastalık. Sapıklık. Tabii ki işlenmeli. Bu akademik düzeyde olmalı. Ensest gerçeği Ayşe Arman haberciliğine kurban edilmeyecek kadar mühim bir konu. Pazar günkü söyleşisini okurken neye uğradığımı şaşırdım. Geçmişte yaşadığı travmayı aşmak için birtakım atraksiyonlara girişen o genç arkadaşı öyle bir sunmuş ki kamuoyuna. O fotoğraflar, anlatımlar filan. Sanki dersiniz adamın başına talih kuşu konmuş babasıyla yaşadığı ensest ilişkiden dolayı.
Söyleşinin yayımlandığı gün, söyleşide adı geçen ve o ensest kurbanı arkadaşın psikolojisinde yardımcı olduğu söylenen Profesör Bengi Semerci ile karşılaştım. Düşüncelerimi ona da aktardım. Aldığım yanıt karşısında şok oldum. Hoca dedi ki; "O çocuk benim hastam filan değil. Sadece e-mail üzerinden görüştüğüm biri. Ayşe Arman'a söyledim bunu ve rica ettim adımı geçirmemesini."
Şimdi bu durumda Ayşe Arman'ın yapmış olduğu röportajda yazılanların yüzde yüz doğru ve güvenilir olduğuna nasıl inanacağız? Sormaz mıyım ben bunun üzerine kendisine; "Senin meselen ensesti yaşayan insanlara destek olmak mı, yoksa onların üzerinden piyasa yapmak mı?" Hangisi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA