Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

28 Şubat savcılarının dikkatine sunarım!

Hatırlar mısınız bilmem. İki buçuk yıl önce yine bu köşede bir yazı kaleme almış ve Ahmet Hakan Coşkun'un askerlikten muafiyetini sağlayan şu meşhur çürük raporu olayında da adı geçen 28 Şubat döneminin GATA Komutanı Tümgeneral Fahrettin Alpaslan'ın sır dolu intiharının perde arkasının yeniden sorgulanması gerektiğini söylemiştim.
Söz konusu intiharla ilgili bilgilere ulaşmak için çalmadığım kapının kalmadığını ancak hiçbir detaya ulaşamadığımı ifade ettiğim yazıda bir de çağrıda bulunmuş ve bilgisi olanların bana ulaşmalarını rica etmiştim.
Ancak enteresan. O gün yaptığım çağrıya ne komutanın ailesinden, ne de onu yakından tanıyan arkadaşlarından bir kişi bile yanıt vermemişti.
Hal böyle olunca da, perde arkasında başka bir şeyler olduğuna inandığım Fahrettin Komutan'ın intiharının gerçekten de resmi kayıtlara geçtiği biçimiyle yaşandığını düşünmeye başlamış ve konunun üzerine daha fazla gitmeme kararı almıştım.
(http://www.sabah. com.tr/ Yazarlar/ yukselir/2009/09/04/ gata_komutani_neden _intihar_etti)
Ancak dün posta kutuma gelen bir mesaj daha önceki şüphelerimin yeniden depreşmesine vesile oldu.
"Fahrettin Alpaslan olayı ile hâlâ ilgileniyorsanız size bu konuda anlatacağım çok önemli detaylar var" mesajını gönderen Ersin Ortaç'a, yazdığı telefon numarasından hemen ulaştım. Adını daha önce Susurluk davasıyla ilgili haberlerde duymuştum.
Söze, "Bu görüşmeyi siz konuyu ilk gündeme getirdiğinizde yapmak istedim ama çekindim. Çünkü yaşım 74. Giderayak başımı belaya sokacak işlere girmek istemedim. Ama bildiklerimin benimle mezara gitmesine de gönlüm razı değil. Baktım ki 28 Şubat dosyası açıldı. Komutanın intiharından sorumlu kişi o dönem yaptıkları ile ilgili hesap vermek için adalet önünde. Onun için ben de konuşmaya karar verdim!" diyerek başladı. Sonra da bildiklerini anlatmaya devam etti:
"Çok yakın dostumdu rahmetli. Hayatımda tanıdığım en namuslu ve şerefli insanlardan biriydi.
Organ naklindeki başarıları parmakla gösterilecek bir adamdı. GATA'da yolsuzluk yaptığını iddia ettiler. Hepsi yalandı. Zira o kimsenin bir kuruşuna tenezzül edecek bir adam değildi. Etseydi eğer, gazilerin rehabilitasyonu için kurmayı hayal ettiği merkez için bizzat kendisinin eline verdiğim 100 bin USD karşılığı çeke tenezzül ederdi.
İntiharından bir gün önce beraberdik. Bodrum'a gidiyordum. Tam yola çıkarken aradı. GATA'ya çağırdı. Gittim. 'Bunlar beni emekli etti Ersin Bey' dedi. Anlattı uzun uzun Çevik Bir ve tayfasının ona yaptıkları psikolojik harekâtı. Ama üzülmüyordu. 'Boş verin. Belki de hayırlısı böyle. Zaten yeni kurulacak bir üniversitenin rektörlüğü için teklif gelmişti. Onu değerlendireceğim. Gelir açısından benim için daha avantajlı' dedi. Çok şeye şahitliği vardı rahmetlinin. Zaten sivil hayata geçtikten sonra vakti geldiğinde bütün bildiklerini kitap haline getireceğini söylerdi.
Neyse... Sonra bana bağış olarak emanet ettiğim çeki uzattı. 'Çar çur edecekler bu parayı. Güvenim yok. Gerçekten değerlendirilecek yerlere bağışlayın' dedi. Bağış yaparken aramızda bir protokol yapmıştık. Onun emir eri ve sağlık subayı üsteğmen bir kadın da şahittir buna. O protokolü istetti. Yine aynı kişilerin huzurunda bozdu. Çıkarken gayet keyfi yerindeydi. Bodrum'a davet ettim. 'İyi olur. Benim de ihtiyacım var kafa dinlemeye. Birkaç gün sürer bu emeklilik işleri. Biter bitmez hanımı da alıp gelirim yanına' dedi.
Ertesi gün kayınpederinin evinde intihar ettiği haberi geldi. Şoka girdim. İnanamadım. Bir gün önce görüştüğüm son derece kendinden emin bir insan neden intihar etmiş olabilirdi ki, sorusunu sorarak apar topar döndüm Ankara'ya. Çok garipti. Şaibeli bir ölümdü komutanın ölümü ama herkes dut yemiş bülbül gibiydi. Üzerine gidilmedi olayın. Araştırılmadı. Öylece kapatıldı gitti. Bence şimdi o dosyayı açmanın tam zamanı. Komutan intihar etmiş bile olsa, -ki ben inanmıyorumsorumlusu yine 28 Şubatçılardır!"
Ersin Ortaç'ın anlattıkları bu kadar değil tabii. Çok şey biliyor o döneme ait. Ama bazılarının şimdilik yazılmasını istemiyor. Ben 28 Şubat'ı sorgulayan savcıların yerinde olsam ona devlet güvencesi sözü verip bildiklerini anlatmasını isterim.
İsterim. Çünkü eğer onun anlattığı ama şu anda yazmamı istemediği bilgiler gerçek ise...
Emin olun. 28 Şubat'taki durum bizim sandığımızdan da vahim demektir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA