Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Kazı kazı bitmiyor lanet faşizanlık!

Elbette daha iyisi olabilirdi.
Açıklanandan çok çok fazlası yapılabilirdi. Keşke bir dahaki pakete bırakılmadan bu pakette yer almış olsaydı cemevlerinin hangi yasal statüye kavuşturulacağı...
Ya da keşke bir daha hiç açılmamacasına bu pakette nokta konulmuş olsaydı Ruhban Okulları meselesine...
Ama olmadı maalesef.
Olmadı ama bunun yanı sıra 80 yıllık tabuların bir kısmını alaşağı ederek inanılmaz bir reforma da imza atmış oldu hükümet.
Otoriter ırkçı andın tamamen kaldırılması...
Özel okullarda olsa da Kürtçe ve diğer dillerde ana dilde eğitim hakkının getirilmesi... Oy veren her bireyin istediği halde bir siyasi partiye üye olabilmesi... Yargı, Emniyet ve TSK hariç bütün devlet kurumlarında başörtüsü kullanımının serbest bırakılması...
Yüzde 3'ün üzerinde oy alan tüm siyasi partilere hazine yardımının önünün açılması... Nefret, ayrımcılık ve yaşam tarzına müdahale gibi suçlara ağır cezalar getirilmesi... Tüm dünyada kabul gören ancak bizim ülkemizde kullanılması halinde ceza getiren Q, X ve W harflerinin özgürlüğü...
Gösteri yürüyüşleri kanunlarındaki değişiklikler... Mor Gabriel Manastırı arazisinin iadesi... Nevşehir Üniversitesi'nin adının Hacıbektaş-ı Veli olarak değiştirilmesi... Ve Roman vatandaşlarımıza dil ve kültürlerini yaşatabilmeleri, geliştirebilmeleri için bir enstitü kurulması...
Bunların hangisi reddedilebilir?
Hangisi için "Hayır bu demokratik bir adım olmadı!" denilebilir.
Evet eksik ama Başbakan Erdoğan'ın da dediği gibi bu paket son değil ki!
Eksikler illaki giderilecek. Bu pakette değil, öbür pakette! Onda da değilse diğerinde! Ama olacak! Sonunda bu ülke demokratik bütün boşluklarını dolduracak! Kaldı ki nerede, hangi ülkede, hangi tarihte görülmüş "zınk" diye tam demokrasiye geçiş. Nedir bu telaş ve yokuşa sürme çabaları anlamıyorum ki! Niye, "Yetmez ama evet!" deyip daha iyisine, daha doğrusuna ulaşmak adına iktidarı, "Ha gayret!" diyerek gazlamak varken ha bire eleştirip duruyoruz? Hadi statükocuları anlıyoruz. Bas bas bağırıyorlar, çünkü görüyorlar ki tamamen yok olmalarına iki paketlik falan bir vuruş kaldı! Onlar tamam da...
Peki kendisini azıcık demokrat olarak niteleyen insanlar neden, nasıl görmez paketteki devrim gibi reformları?
Dün gün boyu medyada yapılan yorumları takip ettim. Aklım şaştı inanın.
Sözüm ona demokratlar. Sözüm ona aydın, liberaller. Atılan bütün bu adımlara rağmen yine de yerden yere vuruyorlardı hükümeti!
Takdir etmek yok! Hiç değilse; "Ehh bu da bişi!" demek yok!
Mesela Gülseren Onanç... Hayata "sol"dan baktığını iddia eden hanımefendi.
Sanırım arası açık olduğu partisinin tavanına mesaj vermek için atılan bütün adımları görmezden gelip diyor ki; "Demokratikleşme paketi Türkiye'nin acil sorunlarını çözmek için hazırlanmadı mı? Seçim barajı, ana dilde eğitim, cemevlerine statü.
Hangisini çözüyor bu paket?
"
Aynı partinin yine aslanı, sosyal demokratı olan (yani benim tanıdığım kadarıyla) Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise paketi bir gönül alma paketi olarak değerlendiriyor ve bulunduğu pozisyona yakışmayacak bir üslupla; "Dağ fare doğurdu!" diyerek alaya alıyor.
Bir diğeri Sezgin Tanrıkulu! En çok o şaşırtıyor zaten beni. Biz ona Kürtler'in sorunlarını CHP'de seslendirsin, statükocuların seslerini kıssın diye destek verdik! Fakat o gitti muhalif ulusalcıları aratmayan tipik bir CHP'li oldu. Bal gibi de paketin demokratik reform olduğunu görmesine rağmen vicdani bir sesleniş yapmak yerine; "Paket geçmiş zamana takılı kaldı" türünden son derece anlamsız abuk bir yorumda bulunup aklınca durumu kurtarmaya çalışıyor.
Sanki anti demokratik yasaların, uygulamaların sahibi AKP! Onlar çıkardılar 1925'teki tekke ve zaviyeler kanununu! Onlar yasakladı Kürtlerin ana dilini! Bu seçim barajı onların eseri sanki! Ruhban Okulu'nu onlar kapattı!
Kusura bakmasınlar ama çok ikiyüzlüler.
Çok sahteler ve büyük bir pişkinlik içindeler. Çok şey söylenebilir aslında ama bunlara verilecek tek bir cevap var: "Haklısınız! Keşke bir pakette bu işi bitirsek ama üyesi olduğunuz parti faşizanlığı bu topraklara öyle bir derin ekmiş, öyle geniş sermiş ki!
Kazı kazı bitmiyor be kardeşim!
Bitmiyor!
"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA