Türkiye'nin en uzun kıyısına sahip Muğla kıyılarında her yıl binlerce tekne ticaret ve turizm yapıyor. Milyonlarca turist, bin 484 kilometrelik uzunluğuyla mavi yolculuğun kalbi olan Güney Ege kıyılarında tatilin tadını çıkarıyor. Bölge ekonomisi büyük oranda deniz turizmine ve ticaretine dayanıyor.
DENİZ EKOSİSTEMİ CİDDİ TEHDİT ALTINDA
Ancak her geçen gün ihmaller yüzünden deniz kirliliği giderek arttı. Bazı koylarda artık denize girilemiyor. Geçimini denizden sağlayan duyarsız teknecilerin bıraktığı sintineler, katı atık, yağlar, mobilyalar, dolaplar ve lastikler yüzünden deniz ekosistemi ciddi zararlar gördü. Orman yangınlarının ardından yaşanan erozyondan dolayı kül, toprak ve tomruklar deniz dibini doldurdu. Fethiye ve Marmaris körfezi kirlilikten dolayı alarm vermeye başladı. Teknelerin atıklarından dolayı bazı koylarda su biti çoğaldı. Su bitinin yoğun olduğu bölgelerde denize girenlerin vücudunda kızarıklık oluşmaya başladı.
KAPSAMLI DENETİM ŞART
Ekonominin büyük oranda denize dayandığı Muğla'da, mavi ile yeşilin buluştuğu koyların temizlenmesi için ciddi bir adım atılmadı. Yılda 60 bin civarı teknenin turizm ve ticaret yaptığı Marmaris ve Fethiye'de mevcut atık alım tekneleri, taleplerin yüzde 15'ini bile karşılayamadı. Bertaraf tesislerinin yetersizliği ve formaliteden ibaret olan denetimler yüzünden bazı teknelerin artıklarını açığa bastığı iddia edildi.
DENİZDEN KAZANANLAR SORUMLULUK ALMALI
Konunun uzmanları yaptığı açıklamada, "Denizlerimiz alarm veriyor. Bölge, büyük oranda turizmden dolayısıyla denizden geçimini sağlıyor. Hayatını denizden kazananlar, kendilerini bu konuda sorumlu hissetse olay daha kolay çözülür. Bu konuda formalite değil, kapsamlı denetim şart. Her koya bir marina şart değil, ama tesisleşme yine de önemli. Yoğunluğuna göre, çapa yerine tonoz sistemi korunmalı. Bu konuda samimi olduktan sonra küçük de olsa adım atmak zor değil" ifadelerini kullandı.