Kıymetli okur, ben apolitik olacağım diye çırpınırken, sanki yasama, yürütme ve yargı bir olmuş, üzerime üzerime geliyor. Kıymetli vekillerimiz düşünmüş, taşınmış, taciz ve tecavüze karşı 'hadım yasası' teklifi hazırlamışlar. İnsan laf etmeden durabilir mi? Duramaz tabii. Nitekim Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker de kendini tutamamış, laf etmiş. Ne demiş? Şunları demiş: "Sorunun odağında kim var? Kadın var. Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür." Evet efendim, Sayın Çeker, hangi kıyafetlerin tahrik edici olacağına bir komisyonun karar vermesi gerektiğini de belirtmiş. Aslında böyle bir komisyonun nasıl olabileceğini tahayyül etmeye çalışıyorum. Misal, fetişistlerden müteşekkil bir komisyon kurulduğunu düşünsenize! Yani kıymetli okur, sırf sizin için girdim bir fetişizmkendini tutamayan beyler gördüm mesela. Sigara fetişisti bile var. Şimdi dayanamıyor ve bu fetişist sitesindeki forumdan bir yazışmayı sizlere de aktarmak istiyorum. Abimizin biri, 'Ayaklara ani atlama' başlığı altında, "Dayanamayıp güzel bir ayak gördüğünüzde aniden atladınız mı hiç?" diye soruyor. Bir diğer abimiz altına hemen, "Uçan Adam Sabri gibi mi?" diye yazıyor. Bir diğer abimiz ekliyor: "He! Ani atlamaymış. Gelişine bir korsa dömivoleyi görürsün... Nasıl bir soru bu? National Geographic, 'büyük kedilerin avlanması' tadında..." Ya, işte memleketimizin nadide insanları, bilgisayarı ve interneti bu tür işler için kullanıyor. Geyik muhabbetinin dibine vuruyoruz milletçe. Arkadaş, 'Ayaklara ani atlama' diye konu başlığı açmış, fikri plonjon peşinde koşturuyor. Üzerine söz söyleyemeyecek hale getirdi beni.

BİR DE HADIM OLAYI VAR
Şimdi derhal İlahiyat Anabilim Dalı Başkanı Sayın Çeker'e dönüyor, 'dekolte' ve 'tahrik edici' kıyafet tanımını bir de 'ayaklara ani atlama' bakımından değerlendirmesini rica ediyorum. Yani, etrafına bazı kısımlarını göreceği kadınlar görmek maksadıyla bakan arkadaşların tahrik olma seviyelerini tespit etmek üzere dünyanın bütün komisyonlarını kursanız da, aniden biri ayaklarınıza atlayabilir ve dömivole vurma şansınız olmayabilir. En iyisi, sokakta dolaşan hanımlardan tahrik olmak üzere ayı gibi bakmamayı tavsiye edelim biz insanlara. Böylesi daha güzel olur, hem medeni, hem ilahi açıdan... Tabii bir de şu 'hadım' olayı var, değil mi? Vallahi hadım etseniz de ortam çok fena. Yani hadıma rağmen taciz devam edebilir. Nasıl mı? Bir taciz davası haberinden şu satırlara bakınız ve nasıl bir memlekette yaşadığımızı bir kez daha düşününüz: "Elif abla komşumuz olur. Sürekli görüşürüz. Evlerinde otururken - eşi- Erdal ağabey, beni mutfağa çağırıp 'Sana bir şey söyleyeceğim,' dedi. Ben de gittim. Konuşurken aniden beni kendine çekip dudaklarımdan öpmeye çalıştı. Ben de kendisini iteledim. Bu sırada eşi içeri girince bana 'sus' işareti yaptı. Daha sonra Elif abla bana ne olduğunu sordu. Ben de anlattım. Daha sonra Elif abla evi terk etti. Daha sonra bir gün, sanık ayrılmalarından beni sorumlu tutarak, bana cinsel organını gösterdi. Ancak kendisini burada affediyor ve iki çocuğuna bağışlıyorum." Evet efendim, biz medyadan da biliyoruz benzeri tacizcileri. Hadım etseniz de, mütemadiyen taciz etmeye devam edecekler bizi. Zihin iğfalcileri...