Sonunda beklenen oldu; Mesut Özil, Alman Milli Takımı'nı bıraktı. Kariyerinde düşüş yaşasa da hâlâ dünyanın en iyi orta saha oyuncuları arasında gösterilen Mesut, 29 yaşında. Mesut kariyerine zarar verecek bir karar aldı aslında, üç uluslararası turnuvada daha oynayabilirdi. Tabii Mesut'a yönelik ırkçı baskılar son bulsaydı!
Sırf Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile fotoğraf çektirdi diye Alman medyası, ırkçı politikacılar ve taraftarlar Mesut'a demediklerini bırakmadılar. Ünlü futbolcu ve ailesini tehdit bile ettiler ve son Dünya Kupası'ndaki başarısızlıkta Mesut'u günah keçisi ilan ettiler. Mesut, "Onların gözünde kazandığımızda Alman, kaybettiğimizde ise göçmenim" diyerek her şeyi özetlemiş aslında.

Mesut geri adım atmadı, çektirdiği fotoğrafın arkasında durdu ve bunun bedelini de kariyeri açısından ağır ödedi.
Belki bir Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonluğu daha kazanabilirdi! Öte yandan Mesut'un milli takımdan ayrılması Almanya'daki Türkler'in karşılaştığı ırkçı sorunları iyice gün yüzüne çıkardı.
Mesut'un açıklamasında, Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Reinhard Grindel'ın 2004 yılında milletvekiliyken "Çok kültürlülük gerçekte bir efsaneden ibarettir ve ömür boyu bir yalan olarak kalacaktır" şeklindeki sözlerini hatırlatması Almanya'da şok etkisi yarattı. Şimdi Almanlar düşünsün!
Dünyanın gündeminde artık Mesut ve Türk halkına yapılan ırkçılık var. Almanlar için artık hep hasıraltı edilen göçmenlere yönelik ırkçılıkla yüzleşme zamanı geldi.