Türkiye 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası için çok büyük bir adım attı. Bu haberin yeteri kadar değer gördüğünü düşünmüyorum. Son yıllarda futbolda gelen en güzel haberdi. Biz transferlere, başkanların birbiriyle olan atışmalarına yoğunlaştığımız için güzel şeylere yeteri kadar önem vermiyoruz. Yıllardır Türkiye, Avrupa Şampiyonası'nda rol almak istiyor ama lobilere takılıyordu. Hiçbir eksiğimizin olmadığını bilen Avrupa, ne yapıp ne edip iş oylamaya gelince Türkiye'yi devre dışı bırakıyordu. 2032 için hazırladığımız dosya İtalyanları biraz ürkütmüş olacak ki teklif Çizme'den geldi. Özellikle Türkiye'de yaşı genç olan 30-40 binin üstünde kapasiteli çok sayıda stat olması, İtalyanların dikkatini çeken unsur olmuştur.
TFF, 4 kez İtalya Futbol Federasyonu yetkilileriyle konuştu ve ortak bir noktada uzlaştı. 10 Ekim'de UEFA'nın alacağı kararda başka aday olmadığı için 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı İtalya ile Türkiye yapacak.
Size süreçle ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum;
Önce UEFA, ortak adaylık talebimizi kabul ettiğini iki federasyona da yollayacak.
İtalya ve Türkiye, adaylıkları için hazırladıkları dosyaları birleştirecek. Yani tek bir dosya ile UEFA'ya yeni bir başvuru yapılacak.
İki taraf önümüzdeki günlerde sık sık bir araya gelip 10 olan şehir sayısını 5'e düşürecek, seçilen statları yeniden gözden geçirecek.
İki ülke ortak bir tanıtım filmi hazırlayacak.
Bir şeyin altını çizmek istiyorum; biz bu adaylığı Bulgaristan, Arnavutluk, Yunanistan gibi ülkelerle değil, Avrupa'nın futbolu, ekonomisi ve turizm olarak en gözde ülkelerinden biri olan İtalya ile yapıyoruz. Bu Türkiye'nin gücüdür. Kaybetmemek için bizi tercih etmişlerdir. Türk futbol tarihi için altın bir adımdır. TFF'yi kutlarım.
KULÜPLER BİRLİĞİ 2032 İÇİN HAZIRLIK YAPMALI
Futbolumuz adına güzel gelişmeler olurken, kendi ligimizde daha sezon açılmadan gereksiz tartışma, gerilim, tehdit içeren açıklamalar havalarda uçuşmaya başladı. Maçlar oynanmadan karşılıklı salvolar var. Çok çekişmeli bir transfer dönemi geçiyor. Fenerbahçe ile Galatasaray atbaşı gidiyor. Bir oyuncuya iki takım da talip olabilir. Bunun birçok örnekleri var. O futbolcu da ekonomik ya da manevi nedenlerle bir tercih yapabiliyor. Bunları yılın çalımı olarak görüp, olayı provokasyona oturtmak, yukarıda bahsettiğimiz başvuruya da Türk futboluna da zarar verir. Kulüpler Birliği üzerine düşeni yapmalıdır. 2032'ye hep birlikte hazırlanmalıyız. En büyük görev de bir türlü birlik olamayan, aynı noktada buluşamayan Kulüpler Birliği'ne düşüyor. Birliğin şu anki başkanı Ali Koç'un da sorumluluğu artmıştır. Sayın Koç, sert söylemlerini bir kenara bırakıp, futbolu kucaklayan bir birlik başkanı gibi hareket etmelidir.
