Adalet Bakanı'na sormaya devam edeceğim..
Deniz Seki, hiç kimseyi tatmin etmeyen bir kararla mahkum oldu ve yıllardır içerde yatıyor. Son çıkan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ona uygulanmadı ama kimlere uygulandı. Örnekler verdim ve Adalet Bakanı'na sordum.
"Bunlar salınırken, Deniz'in içerde kalması vicdanınızı rahatsız etmiyor mu" diye..
İşte bir yenisi..
Dün Ayşe de (Özyılmazel) yazdı..
Polonezköy'deki ne idüğü belirsiz ve denetimsiz "Zayıflama Merkezi"nde genç bir kızın "Bilinçli taksirle ölümü"ne sebep olmaktan 3 yıl 6 ay gibi, nerdeyse bedava ceza ile sıyıran Muzaffer Kuşhan da, bu KHK ile serbest kalmış. Çıkınca da utanmadan "Fetöcüler bana kumpas kurdu" demiş.
İşin içinde Fetöcüler varsa, senin lehine vardır sıkılmaz adam.
Bu kadar ucuz kurtulduğun için bir.
Ayni kararla, sağlık merkezin kapatıldı.
Sen o ve benzeri işleri yapmaktan "Güya" yasaklandın. Ama tek gün ara vermedin. Savcıların ve polisin göz yumacağından öyle emindin ki, "Dr. Kuşhan Merkezi" diye reklamlar vermekten bile çekinmeden devam ettin. Savcılara köşemde "Ne oluyor" diye sorduğum halde aldırmadılar. O zaman kimin savcılarıydı bunlar?. Şimdi nerdeler acaba?.
Şimdi de orayı 4 yıldızlı Sağlık Oteli yapacakmışsın..
Yaparsın..
Ben de Adalet Bakanı'na sorarım..
Sayın Bakan, Vicdanınız bu işlere ne diyor?.