Hayır.. Bana sorarsanız perşembe gecesi Fener de, Beşiktaş da Avrupa değil, Derbi Ligi oynadılar..
Her ikisinin de hocaları, maçtan önce "Derbiyi unutun. Bu geceye bakın" dediler ama sahaya çıkardıkları 11'lere, oynattıkları futbola ve yaptıkları değişikliklere bakınca gördük ki, pazartesi gecesini asıl akıllarından çıkarmayanlar, bizzat kendileri. Futbolcu gerzek mi?. Onlar da hocalarının ne düşündüklerini anlıyorlar tabii..
Derbi Ligi 4-5 bitti. İki büyüğümüz 4 attılar toplam..5 de yediler..
Beşiktaş kazandı.. Niye?. Karşısında bir mahalle takımı vardı da ondan. Gene de çok zorlandı kendi sahasında kazanırken. İlk 45 dakika şutları yok.. Anlayın.
Fener kaybetti. Çünkü karşılarında en azından Avrupa Standartlarına yakın bir rakip vardı ve deplasmandaydılar.. Siz tabelaya bakıp yazı yazanlara bakmayın.
Bu iki maçı da pazartesi derbisi için ölçü diye almak mümkün değil..
Cocu'nun kafası hâlâ karışık. Medya ve camia baskısı beyninden çıkmıyor.. Zagreb'de sahaya çıkardığı Fener takımında mesela Valbuena'nın yarısı edecek futbol oynayan yoktu.
Adam kafilede bile yok. Oysa bir kanat Atıf, bir kanat Valbuena olsa, Fener nasıl hızlanır, nasıl dağılır rakip savunma.. Barış da santrfor arkası, oyun kurucu rolünü de paylaşan adam olsa..
Şenol bu kafası karışık adama karşı, sırf korkak derecede temkinli oluşundan kaynaklanan istikrarı ile favori görünüyor. Saha, seyirci ve hakem dezavatajına rağmen.