CNN'de Buket Aydın soruyor, Arda Turan cevap veriyordu. "40" diye bir program. Adını, konuğa 2 dakika içinde cevap vermesi gereken 40 soru sorulmasından alıyor.
Bugüne dek hiç izlemedim. Sebebi soruları soranın Buket Aydın olması.. Bir kusurum var.. Ben yapay yüzlere bakamıyorum. Bu yüzden, kendileri olmaktan vazgeçip, botoks ve silikonla suratlarına duygusuz, ifadesiz maskeler takan hem de nasıl sevdiklerimle artık yüz yüze gelmemek için elimden geleni yapıyorum.
Hadi onlar 60- 70 yaşlarında ki, o yaşta bile böyle çizgisiz olmak için ruhsuz olmaya tahammülüm yok, Buket daha genç..
O yapay yüz, bir de o hem de nasıl abartılı makyajla kaplanınca inandırıcılığını yitiriyor. Ruhsuz, maskeli bir robota dönüşüyor..
Bu yüzden Buket Aydınlı Kanal D Ana Haberleri izlemiyorum. Kimse izlemiyor zaten. Ana haber reytinglerinde en sonda, tüm gayretlere rağmen.. O reytingi de, çoğu sosyal medyadan derlenmiş şiddet ve dehşet görüntülerinden sağlıyor.. Haber değil, görüntü.. Haber için 5 N, 1 K ilkesi vardır.
Yayınladığı görüntüde bunların hiçbiri olmuyor, iyi mi?. Dizilerdeki şiddeti kontrol eden, uyaran, ceza veren RTÜK, ana haberlerdeki bu sıfır haber değerli şiddet ve dehşet görüntülerini görmüyor mu?. Neyse o ayrı konu..
İşte o yapay surata bakmamak için hiç izlemediğim 40'ı bu defa kaydettim üstelik.. Çünkü Arda vardı..
Çok sevdiğim Arda.. Medya, sosyal medya ve tribünler tarafından hem de nasıl haksız yere linç edilen Arda..
O Arda'ya her şey sorulacaktı işte.. Bakalım ne diyecek, ne yapacaktı?.
20'nci soruya geliniyordu ki, telefonumu çıkardım ve Arda'ya mesaj attım..
"İzlerken yazıyorum. Seninle gurur duymakta ne kadar haklıymışım.. Yaşa benim can kardeşim."
Yani, hem de nasıl kıyılan, lime lime doğranan bir adam, bu kadar samimi, bu kadar açık yürekli, bu kadar rahat ve şirin yanıt verir mi, verebilir mi?.
"İspanya'dayken çeşitli Türk kulüplerinden teklif alıyor, 'Ben Türkiye'de Galatasaray'dan başka kulüpte oynamam' diyordun. Ama Başakşehir'e geldin. Neden" sorusuna verdiği cevaba bakar mısınız?.
"Bana Galatasaray'dan teklif gelmedi ki.. 'Galatasaray beni istemedi' demeye de utandım, yazılan, söylenenlere hiç ses çıkarmadım.."
"Peki niye Başakşehir" sorusuna da net cevap verdi..
"Mutluluğum için. Orada çok mutlu olacağımı hissediyordum, onun için onca teklifin arasından Başakşehir'i seçtim. Doğru seçmişim. Başakşehir'de çok mutluyum. Onlar bana, yeni hayaller verdiler.. Türkiye'de şampiyon olmak.. Avrupa'ya gitmek ve orada da tarih yazmak.."
Arda bunları gece 9 sularında televizyonda söylüyordu. Yaklaşık on saat evvel, ben "Git Selçuk" başlıklı yazımda şunları yazmıştım, (Siz dün sabah okudunuz..) tesadüfe bakar mısınız?.
"Bu Fatih Hocam'la iyice çöker, iyice bitersin Selçuk..
Bak.. Sırf Fatih Hocam istemediği için bugün başka takımlarda oynayanlara bak..
Burak'a, Emre'ye Serdar Aziz'e, hatta bak, şimdi ne kadar mutlu oynayan Arda'ya bak.."
Arda, İspanya yıllarından sonra Türkiye'de de bir sistem takımı aramıştı. Abdullah Avcı'nın Başakşehir oydu işte.. Arda, henüz o sistemin içine tam oturmadığı halde mutluydu. Sahanın kenarında otururken de, oynarken de hissediyordunuz mutluluğunu. Oyuna girer ve çıkarken de..
Arda'ya attığım mesaj aramızda kalsın istemedim..
Onun arkadaşı, ağabeyi olmaktan nasıl gurur duyduğumu, herkes bilsin istedim.
Onun için sabah gazeteye gelir gelmez, masama oturdum ve bu satırları yazdım..
Büyük futbolcu Arda!. Büyük insan Arda!.
Tabii hataların var.. Hangimizin yok..
Hatasızlık Allah'a mahsus. Sen hatalarını kabul edecek olgunlukta olduğunu hep kanıtladın. En haklı olduğun konularda bile adının hem de nasıl kullanıldığına öfkelenip, abartılı savunmaya, saldırıya geçmedin.
"Beni bilen bilir, o da bana yeter" dedin.
Bu "Kendine güven"in eseridir Arda..
Kendine hem de haklı olarak o kadar güvendiğin için, bu kadar rahat ve bu kadar mutlusun.. Dönen ve döndürülen tüm dolaplar, onca linç çabası umurunda değil..
Keyfin, neşen daim olsun Arda.. Çok sevdiğin eşin, çocuğunla mutluluğun daim olsun, can kardeşim!.
