Orhan Oğuz'un yeni filmi tümüyle biyografik imiş: Makedonyalı dedesinin öyküsü... Şaban Ağa köyünde yaşarken, üvey kızı Saadet İstanbul'da üç çocuğuyla ayakta durmaya çalışmaktadır. Sadık eşini yitiren Şaban Ağa, kızının ısrarıyla gelip İstanbul'a yerleşir. Ama burada vatanını unutması mümkün olacak mıdır? Aslında ilginç temaları olan 'iki merkezli' bir film: Türklerle Balkanların bitmeyen aşk-nefret ilişkileri, etnik duyarlılıklar, 'dışardaki Türkler'le çokyönlü karmaşık bağlarımız... Tüm bunlar yumuşak, ama biraz demode bir sinemayla, biraz TV dizisi havasında anlatılıyor. Güzel mekân kullanımları (İstanbul'a bir yan sokaktan bakış dahil), bol müzik, hafiften abartılı bir oyun biçimi. Makedonyalı usta tiyatro sanatçısı Şevket Emrulla ve Oğuz'un gönül yoldaşı Nilüfer Açıkalın, görevlerini gayet iyi yapıyorlar. Karşı evdeki gençle ilişki, bir zamanların Loren- Mastroianni'li İtalyan filmlerini hatırlatıyor: Açıkalın'ın daha çok bir Monica Bellucci'ye dönüştüğü!.. Ama bu olay yeterince işlenmiyor, biraz dışarda kalıyor. Makedonya bölümleri yine de en canlı olanlar. Özellikle Balkan kökenli seyirciyi ilgilendirebilir.
HAYDA BRE **
Yönetim ve senaryo: Orhan Oğuz/ Görüntü: Adnan Güler/ Müzik: Orhan Topçuoğlu/ Oyuncular: Şevket Emrulla, Nilüfer Açıkalın, İlker İnanoğlu, Mustafa Yaşar, Perihan Tuna, Luran Ahmetli, Suzan Kardeş/ Kardeş Sanatlar yapımı.