Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Tatilcilerin ilişki kodları

Anne ve babayla el ele dolaşan 20'lik bebekler... Birbirine sürekli methiye düzen 'kız kıza'lar... Platform topuk ve omuzda çantayla iskelede yoga yapan single kadınlar... Tatilci psikolojisi, şezlonga yatırılmayı bekliyor!

Ağustosun son günüyle beraber, aslında yaz biter. Şehir bize, biz şehre hazırızdır.
Ama bu yaz geç başladı madem, ucunu da biraz çekiştirelim.
Tatili yaz sonuna saklamış olanların bu tip sahnelerle karşılaşması için çaba sarf etmesine lüzum yok. Tuhaf ilişki şifreleri, garip zihin kodları, aleladeleşmiş halde, hemen her tatil beldesinde, kızgın kumlardan serin sulara savruluyor.

ANNELER, OĞULLARINI KAÇ KERE DOĞURMAK İSTER?
Üç, beş, yedi, dokuz... İki, dört, altı sekiz, 10... Ve 'goes on'! Anneler, özellikle de oğullarını, galiba her yıl tekrar, yeniden doğurmak istiyor. "Annem, dur annecim, geldim annecim!" diye koşarak duşta kazık kadar ergenin yüzünü yıkamalarını, karadan denize/denizden karaya, sabahtan akşama, "Terliğini giy/çıkar annecim", "Havlunu al/bırak annecim," diye helak olmaları, bunu aynı yaşlardaki kızlarına hiç yapmayıp da oğullarından bir an esirgememelerini başka nasıl açıklayacağız?
Oedipus kompleksi artık büyükten küçüğe mi çalışıyor, Freud Amca?

ANNEDEN KIZA TAKTİK TRANSFERİNİN SONU YOK MU?
Oğullara karşı abartılı bir korumacılık, kızlara ise taktik transferi... Okullar hikâye; bütün kızların eğitimi annede başlıyor, annede bitiyor. Kız çocuklarının sistemini anne inşa ediyor, şifrelerini anne belirliyor. Hangi küçük kız çocuğu ne tür bir organizmaya dönüşürse, hep anneden! "Hımmm, sana sataşan o kızla arkadaş oldun yani bir de..." dedi havalı bir guru, 8-10 yaşındaki çekirgeye, küçümser eda ve müstehzi vurguyla. Mesaj alındı kesin, bir daha olmayacak!

BAZI KIZLARIN 'ELEKTRA'SI MI FAZLA, GENEL ELEKTRİĞİ Mİ?
Tamam, bütün kızlar babaya âşık ama bazıları ağır âşık. Gene de anneyi denize gömüp babayla evlenme hayalinin an be an gözümüzün önünde gerçeğe dönüşme haline kimse dur demeyecek mi? 18'ine gelmiş kızın yemek masasında daima babanın karşısında oturması, yemek almaya babayla el ele gitmesi, denize babayla el ele girmesi, arada kalkıp babanın üstündeki peştamalı düzeltmesi, gün içinde 45 kere yerinden kalkıp ona sarılması, bunlar Elektra'nın sınırları içine giriyor mu, Jung amca?.. Yoksa kızımız nevi şahsına özgü fazla elektrikli bir kardeşimiz mi?

Y KUŞAĞI, EBEVEYNİN EBEDİ BEBEĞİ Mİ KALACAK?
X neslinin ilk hedefi aileden ayrı eve çıkmaktı. Aileden ayrı, arkadaşlarla tatile gitmek için, çok da kullanılmayan bir uzuv, rahatlıkla feda edilebilirdi. Y kuşağı ise 30'una gelse de anne-babasının ebedi bebeği. Koskoca uluslararası hukuk firmalarında yönetici oluyor ama baba evini terk edemiyorlar. Birlikte tatil yapılmakla kalınmıyor, o günler tek şemsiyenin altında, yapışık şezlonglarda, mümkünse aynı havlunun havını, aynı dondurmanın külahını paylaşarak geçiyor. Dört kişilik bir çekirdek aile, nedense ikişerli gruplara, iki bitişik gölgeye dağılamıyor. Kumdaki iki metrelik mesafe, aile birliğinde telafisi olmayan yarık muamelesi görüyor.

'ARKADAŞIMIN AŞKISIN' TARİH Mİ OLDU, BÖYLE KOLAY MI KREMLENİLİYOR?
Üç,her zaman sorundur. Üç, daima arıza çıkarır. Üç, her an sıkıntıdır. Bakıyoruz iki kadın bir erkekten müteşekkil üçlüye:
Sevgili olmayan kadın, bikinisinin üstünü çıkarıyor. Sevgili olmayan kadın, "Biriniz şunu sırtıma sürsenize," diyor. Sevgili olmayan kadın, güneşin yönünü bahane edip kendini erkeğin hizasına çekiyor.
Sevgili olmayan kadın, suyun yarı içinde voleybol oynanırken, topu her defasında erkeğe atıyor. Kötü koku gelmiyor mu? Yine mi biz fesatız?

KIZ KARDEŞLİK LÜGATİNDE 'GÜZEL' İLE 'UCUBE' EŞANLAMLI MI?
Bir online tatil sitesi açıklamış; kadınlar erkeklere göre tek başına daha fazla tatil yapıyormuş. Mütevazı gözlemlerimiz de aynı kanaatte; artık yalnız seyahate çıkan pek çok şehirli kadın var.
Ve birbirleriyle kız kıza seyahate çıkan daha da çok kadın.
Tek başına ya da erkek erkeğe tatile çıkan adamlara kıyasla çok daha sevecen ve misafirperver yaklaşıyor bunlara, hem işletmeler hem öbür şezlong sakinleri.
Halbuki ikili, üçlü, dörtlü kadın gruplarının da terörü az değil!
Laf bitmiyor bir kere! O boş konuşmalar, o ayarsız övgüler, şımartıp şımarmalar öldür Allah bitmiyor! Bu kız kardeşlik müessesesi, mütemadi methiye demek!
Volume'u yüksek bir horlama sesi...
Belki yarım saat sürüyor. Birbirlerine asla 35'ten fazla göstermediğini telkin eden 60'lık ablalardan birinin içi geçmiş belli ki. Uyanıyor. Yarı uykudan yarı beşinci sınıf müdahalelerden, yüz göz şiş.
Leopar mayodan arta kalanlar fena halde deforme...
Ama o da ne: "Ooo, uyuyan güzel!" diye laf atıyor ona, 'dostummmm'u!
Çin'de 'fırsat'la 'kriz'in aynı kelime olması gibi... Meryem Uzerli'den sonra 'tükenmişlik sendromu'nu 'hamilelik' yerine kullanmamız gibi... Bu hemşirelik sözlüğünde de 'güzel' ile 'ucube' aynı anlama mı geliyor?

İSKELEDE YOGA MI YAPTI ŞİMDİ AĞIRLIK MI ÇALIŞTI?
İskelede bir kadın, yüzünü denize dönmüş, güneşi batırmakta... Doğayla bütünleşerek. Kollarını kocaman açıyor, döndürüyor, esniyor, evreni kucaklıyor.
Sonra başka hareketler geliyor, aklı sıra yoga yapıyor. 'Aklı sıra' diye neden mi laf soktuk? Çünkü ayağında bir karış platform ayakkabılar, omzunda da çantası var! 'Ful aksesuvar' ağırlık mı çalıştı şimdi, yoga mı yaptı? Sonra biz kötü oluyoruz!

KİTAPLARI ELİNDEN DÜŞÜRMEDİN DE, NE OKUDUN?
Eğitim şart, kitap en güzel dost! Böyle şartlanmış halkımız, maşallah bir okuyor, bir okuyor... Da ne okuyor? Ne idüğü belirsiz gizem, sır, kehanet lüzumsuzlukları.
Üçüncü sınıf romanlar. Yalan yanlış siyasi çarpıtmalar. Bir halta yaramayan kendini geliştirme zamazingoları... Sade suya tirit ilişki ahkamları... "Ah be canım, gözüne yazık," diyesiniz geliyor bazısına.
Agatha Christie? Hayır 80'ler değil, evet 2013 yazı! Valla.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA