Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN CAN YANTIR

Kafa ayarı

Keşke her şey, Commodore 64 kadar kolay olsaydı, bu hayat tadından yenmezdi. Şu anda dünya üzerindeki herhangi bir psikolog, "Hayatınızdaki tüm olumsuzlukları, Commodore 64 tekniğiyle yok edeceğim" desin, bu ortamın kralı olur. Çünkü Commodore 64, sadece çocukluğumuzun oyuncağı değildir; bence, insanlık tarihinin en önemli buluşlarındandır. Commodore 64 benim hayatımda bir milattır. Evin mutlak reisi olan babayla, masaya makul şartlarda oturulduğu zaman, iki tarafın da kazanabileceği anlaşmalar yapılabileceğinin ispatıdır; bir nevi "win-win" hesabı. Hafta içi derslerini iyi çalış, hafta sonu belirlenen bir günde, üç saat boyunca oyun oynamana izin verilsin. Kaybeden yok, herkes mutlu. Ben, eve filmlerde gördüğümüz bir oyuncağı sokmuş oluyorum, baba da evde filizlenebilecek başkaldırıların önünü, kuralları biraz gevşeterek kesiyor. Bir nevi, ayrılıkçı hareketleri, birtakım özgürlükler vererek bastırma durumu. Totaliter yapının esnemiş hâli.

HER KAFAYA TORNAVİDA
Hakların elde edilmesi birinci başarı, ya o oyun günlerinde arkadaşlara sağlanan üstünlüğün hazzı... Teknoloji gelişti, belki de sonrasında onlarca oyuncağım, en kralından oyun konsollarım oldu ama hiçbirisi, Barbarian'da kelleyi uçurduktan sonra, o kelleyi almaya gelen ucube tipin ekranda belirmesi kadar mutlu etmedi beni. Commodore 64, bir mamulün yan ürünlerini takip etme trendini de başlatmıştır benim için. Ben hiçbir arkadaşımı, bende olmayan oyunlara sahip diye kıskanmadım. Tek bir şeylerini kıskandım; o da bendekinden daha iyi bir 'joystick' sahibi olmalarıydı. Bir savaş oyununda otomatiğe alınmış 'joystick' ile ateş etmenin hazzını, yazıyla anlatacak kadar kabiliyetli değilim henüz; eminim en azından biriniz, ne dediğimi çok iyi anlıyorsunuz. Peki, tüm bu anlattıklarımla, yazının girişinde bahsettiğim psikolog açılımının ne alakası var? Ben Commodore 64'ü, üstte saydığım sebeplerin her birinden ötürü çok sevdim; ama en çok da ne için sevdim biliyor musunuz? Ara sıra kafası bozulduğunda, kaset oynatan mekanizmasına, basit bir tornavidayla yapılan kafa ayarı yüzünden sevdim. İçerisinde onlarca devre, kablo, çip barındıran bir teknoloji harikasının kafasının bu kadar kolay yerine getirilebileceğini bilmeyi sevdim. Ne zaman oyunun yüklenmesinde bir hata olsa, aldım elime tornavidayı, bir sağa bir sola, çözdüm meseleyi. Etraftaki her şeyden sıkıldığınız anlarda bazen siz de kafa ayarı yapmak için can atmıyor musunuz? Peki, kafa ayarınızı bu kadar kolay yapsaydınız fena mı olurdu? İşten bunaldın, tak tornavidayı bitsin; sevgilinle kavga ettin ayır iki dakikanı, her şey güllük gülistanlık olsun. Üstelik tornavida bulamayınca, bildiğimiz tel saç tokasıyla da aynı sonuca ulaşmak mümkündü; maksat müşteri memnuniyeti. Ben Commodore 64'ü, beni ilk defa babamla pazarlık masasına oturttuğu ve arkadaşlarımla ilk defa rekabet ortamına soktuğu için ama en çok da bozulan kafasını bir tornavida yardımıyla düzeltmeme imkân verdiği için sevdim. Dedim ya bugün bir psikolog çıksa ve 'kafa ayarı' yapabileceğini söylese, mutlu olmaz mıydınız? Tamam, tornavida da, tel saç tokası da çok modern tedavi yöntemleri gibi gelmiyor kulağa ama ne fark eder ki? Maksat kafayı tekrar işler hâle getirmek değil mi? Hadi bir daha düşünün; ister miydiniz, istemez miydiniz?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA