Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN CAN YANTIR

Ülkenin de Niro'su

Yıllar önceydi... Bir sabah bilgisayarımı açtığımda, "Yedi ayrı şivede İngilizce konuşan aktör" başlıklı bir e-posta geldiğini görmüştüm. Merakımı çekmişti, okumuştum. Okudukça da başlıkta övülen şahsın, o dönemin (Ne yazık ki kendisini dizilerde hâlâ görmek mümkün) fevkalade popüler bir aktörü olduğunu anlamıştım. Basın danışmanının dediğine göre aktörümüz gerektiğinde; İngiliz, Amerikalı, Avustralyalı, İskoç, Alman, İspanyol ve İtalyan gibi İngilizce konuşabiliyordu. Dakikalarca güldüğümü hatırlıyorum.

OYUNCULUK DERSİ
Neden anlattım bunu? Adı geçen aktöre, bu ülke uzun yıllar boyunca Robert de Niro mumalesi yaptı da ondan. Rol aldığı üçüncü sınıf aksiyon filmi bile Hollywood şaheseri olarak pompalanmaya çalışılmıştı.
Bu ülkede Robert de Niro muamelesi görmeyi hak eden aktörlerimiz yok mu? Var ve bence bu listenin en başında Çetin Tekindor geliyor.
Bugüne kadar hayat verdiği her karakterde şiirsel bir performans çizmiş olan usta, Çağan Irmak'ın yeni filmi 'Dedemin İnsanları'nda zirve yapmış. Girit'ten küçük yaşlarda Ege'ye göç etmiş bir esnafı canlandırıyor Çetin Tekindor. Ama bizim devrin esnafı değil.
Öğlen yemeğe giderken dükkanının kapısını kilitlemeyen bir esnaf; aksi davranışın çevredeki insanlara güvenmediği izlenimi vereceğini düşünecek kadar ince. Çocukken terk ettiği evinin yeni sahiplerine ulaşır düşüncesiyle Ege'ye şişelerle mektup bırakacak kadar duygusal ve torunun yarım bıraktığı İstiklal Marşı'nı, 'Bizim marşımız asla yarım kalmaz!' diyerek söylemeye devam edecek kadar vatansever…
Çetin Tekindor bu filmde oyunculuk dersi veriyor adeta. Hele yemek masasında Girit'ten nasıl göç ettiklerini anlattığı sahnede, kelimelerin boğazında düğümlendiği anda, bir saniyeliğine susuyor ve torununa öyle bir bakıyor ki… O kadar çok şeyi, sayfalarca diyalogla bile anlatamazsınız.

HEPİMİZİN DEDESİ
Çetin Tekindor, hepimizin dedesinden bir parça taşıyor aslında. İyi esnaf, hak yemiyor, disiplinli, sokaktan geçtiği zaman mahalleli ayağa kalkıyor. İçinde hüzünleri de var; belli ki güçlü durmak istiyor ama rakı masası kurulduğunda da ilk onun dudakları titriyor.
Siz bakmayın etrafta, 'Klasik bir Çağan Irmak filmi işte; bol bol ağlatıyor!' yorumlarının dolaştığına. Aksine bu film ağlatmıyor; hüzünlendiriyor. Ağlatmak daha kolay ama filmi izlerken o kadar çok şey hissediyorsunuz ki ağlamak aklınıza bile gelmiyor…
Torun Ozan rolündeki Durukan Çelikkaya'dan Yiğit Özşener'e, Gökçe Bahadır'dan Hümeyra'ya kadar herkes rolünün hakkını fazlasıyla vermiş.
Ama dedim ya en çok da Çetin Tekindor…
Bu ülkede Robert de Niro muamelesi görecekse biri, o isim Çetin Tekindor'dur…
Artık heykelini mi dikeriz, belgeselini mi çekeriz, adını caddelere mi veririz; bilemem. Ben kendi adıma ustaya saygılarımı sunmak isterim…

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA