Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Detoks kampı gün 7

Gün 7. Detoks kampında son durum; Yasemin'le bilek güreşi yapıyoruz.
Kendi suratımı göremiyorum ama Yasemin kopartmada halter kaldıran Naim Süleymanoğlu gibi.
Dişleri sıkmış, alnı kırışmış, her an 'Haaayyyt' narasıyla beni korkutabilir.
Benden çıt çıkmıyor.
Konsantrasyon her şey.
Kafamda "Ver her şeyini kızım, haydi göreyim seni aslan Ayşem" tezahüratları kopuyor.
Aniden Yasemin'le ne saçma bir durumda olduğumuzu fark edip gülmeye başlıyoruz.

SABİT HAT OL AYŞE!
Korkarım biz detoks kampında değil, yedi günde çıldırma kampındayız.
Bildiğiniz huzur fazlasından delirdik.
Yahu insanın bir ayarı olmaz mı?
31 yaşına basmışsın, koca kazıksın; bir tarzın olmaz mı?
Her girdiğin ortamın stiline kaptırmak da ne oluyor?
Kızım Ayşe seni esefle kınıyorum, şu hayatta bir kerecik sabit bir çizgin olsun be!
Yine rezilin çıktı, rezilin.
Az sonra İstanbul uçağına bineceksin, sık dişini iki saat daha. Karizmayı koru, kolla.
Ama yooook! İlle de her zaman her yerde bozacağım kendimi. İlle de hep sürpriz kendime, hep değişiklik.
Bir sabit hat ol be güzelim.
Şu tipe bakın siz; mesela dağıtasım gelir, aylarca eve girmem, gecede sekiz kapı gezerim, içerim, kendimi Tanyeli zannedip masaların üstünde kıvırırım.
Sağlığa dadanırım, Ender Saraç kesilip 7/24 arkadaşlarımı kaçırana kadar sağlık demeçleri verir, çantamda yemeğimle gezer, "Şahane yemek pişirdim" vaadiyle arkadaşlarımı eve toplayıp yağsız tuzsuz brokoli çorbası ikram eder, herkesi kustururum.
Kimi zaman spora sararım, varsa yoksa spordur.

SAĞLIKLI AYŞE MODU
Ya da diyelim bekarlık gözüme pek hoş görünür, çevremdeki çiftleri ayırmaya çalışırım. Bekarlığın faydalarını listelerim. Aramızda kalsın bir kere İstiklal Caddesi'nde "Bu senee de bekar gezeliiim" çığlıklarıyla koşmuşluğum bile var.
Ama ya ertesi sabah... Amaaan ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Ne yaptım? Tornistan tabii ki. "Bak görüyor musunuz, evli çiftler daha uzun yaşıyormuş" girişiyle, bekar arkadaşlarımın kafasını ütülerim; "Siz daha gezin tozun.
Bunun yaşlılığı var yaşlılığı. Kalırsınız evde tek başınıza, yersiniz duvarları düdük makarnalar."
Gördüğünüz gibi akut denge sorunum var doktor bey.
Gitmiyor, bitmiyor.
Bu yedi günlük kampta da her gün artmak suretiyle akli dengemi oynattım. İnanmazsınız, sabah saat 8.00'de uyanıyorum.
Enerji tavanda. Yahu ben öğlen 12'den önce gözümü açamam.
13.00'ten önce de kimseyle diyaloğa giremem.
Ama yok! Şimdi sağlıklı Ayşe modundayım.

CAN BOĞAZDAN GELİR
Yayın akışım şöyle:
8.00: Kalkış, kahvaltı ve gazetelerin okunması.
9.00: Vücut bakımı.
10.00-11.30: Yazı yazarken sebze suyu içmek (Bababaaaaa).
11.30-13.00: Haydi gençler spora (Pilates ve gym).
13.30: Öğle yemeği.
14:00-15.00: Kitap okuma.
15.00: Tenis saati. Bastır Sharapovam benim.
17.00: Sauna ve SPA saati.
19.30: Akşam yemeği.
20.30-21.30: Televizyonda zapping ve anneme telefonda türlü türlü işkenceler (Her gün başka bir konu buluyorum).
22.30-23.30: Kitap okuma ve uyku.
Bu gördüğünüz akış benim şok şok şok akışım.
Karın içi yağlarına bile sardırmış durumdayım. Sanırsınız geçen hafta "Can boğazdan gelir muhtar, yii yiii" çeken ben değildim, şimdi huzurlarınızda bir detoks gurusuyum.
Anlayacağınız bu Palmalife fena bozdu beni. Sanki Ajda Pekkan'ın ruhu içime girdi.
Gerçi onun spora şuursuzca takıp işi bilek güreşine vardıracağını sanmıyorum ama...
Hadi hayırlısı. Bakalım gelecek günler ne getirecek.
Allah'ım sen arkadaşlarımı koru.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA