İşte bu macera böyle naif böyle zorunlu tercih sonucu ve ne olacakları da hayli flu olan yatırımcıların mücadelesiyle başladı ve son yıllarda nerelere evrilip devrilip çevrildiğini hep birlikte izledik.
Bu sektörde starlar, süperstarlar, megastarlar, krallar, kraliçeler, imparatorlar çıktı. Bazen de yer ila yeksan olanlar... Lakin hak ettiği halde "yırtamayan" sonunda bel altı mücadeleleri dert edip kendi kabuğuna çekilen nice gerçek değer de heba oldu maalesef.
Bunlardan biri olmaya ramak kala, gülen şansıyla kurtardı kendi Neşet Ertaş. Yıllarca küskün ve unutulmuş olarak Almanya'da yaşam savaşı verirken, birkaç konser için hayranları Türkiye'ye davet etti. O arada uyanık televizyoncuların bazıları hemen programlara aldılar onu... Derken ikinci baharını yaşadı Neşet Baba.
Önceki gün Anadolu ozanlığı geleneğinin günümüzdeki son temsilcilerinden Neşet Ertaş'ı yitirişimizin senesi doldu vah ki vah!
Köprüden Geçti Gelin'in, Zahidem'in, Tatlı Dillim Güler Yüzlüm'ün babası Neşet Ertaş da İzmir'de, imbat yelleri gibi esti esti ve yitip gitti geçtiğimiz yıl...
1970'li yıllardan beri tanırdım Neşet Usta'yı. Anamla aynı gazinolarda, halk konserlerinde, plak çalışmalarında, Almanya dahil pek çok turne mekânında aynı sahneyi paylaşmışlıkları da çoktu... Babamla dostluk, arkadaşlık, muhabbetçilikleri de...

'Bozlak nedir' desem
Sonra bir gün ben sormuştum ona.
- Usta, kralı olduğun ülkeyi bir de senden dinlesem ya.
- O ne evlat. Ne ülkesi ne kralı?
- Bozlak ülkesi. Kral da sensin elbette. Nedir bozlak ustam de hele?
- Bozlak feryattır, haykırıştır Savaş'ım. Notaya gelmez, usul tutmaz. Bir okuduğun gibi bir daha okuyamazsın bozlağı. İçin yanarak, ciğerinden, kalbinden süzülüp de çıkar bozlakta sesin.

Benim Neşet Ertaş'ım
Bir yöre sanatçısının, yani mahalli bir sanatçının bunca tanınır olması, söylediği türkülerin dillere pelesenk, kuşaklara bağlaç olması zordur. Neşet Ertaş işte bunu da başarmış, en kibirli müzik çevrelerini bile etkileyip saygılarını kazanmış bir adamdır.
Bunun nasıl olduğuyla ilgili yol haritasını ise yaptığımız son söyleşide vermiş mi ne?
- Kısadan kese nereden nereyesin Neşet Baba?
- Kırşehir, Kırtıllar köyü abdallarındanım. Dizinde sızıydı anamın derdi. Tokacı saz yaptı elime verdi. Yeni bitirmiştim üç ile dördü. Baban gibi sazcı oldun dediler.
- Ha ha haa! Bunun tekmilini biliyorum ben. Hayatını manzume ettiğin şiir bu usta.
- Evet ama hepiciği doğrudur.