Fenerbahçe Yönetimi normalde soruşturma ve kulübün kararları ile bilgi verecekti. Söylenenler arasında, oturanların bilmediği hiçbir şey yoktu. Sadece kulüp ve renk gururunu birlikte paylaştılar.
Bu toplantıdan bir yol haritası çıkmasını bekleyenlerin de elleri boş kaldı. Yönetim bundan sonra ne olacağı konusunda sadece "adaleti beklemek" ve olanların sorumlusunun "federasyon" olduğunu bildirmek dışında, fikir belirtmedi. Ama akil adamlar ve daha gerçekçi bakanlar vardı da, krizden çıkmak adına söz aldılar, yöneticileri de kendi içlerine dönmemeleri konusunda zorladılar. Efsane Başkan Ali Şen, soruşturma sürecinin tutuklananlar aleyhine gelişmesi halinde nasıl tehlikeler yaşanacağının çok farkındaydı. İlk gün söylediğini, tekrarladı; "UEFA'da lobi yapmamız lazım..." Ama Şampiyonlar Ligi kararı öncesinde UEFA yöneticileri ile görüşmeye bile gitmeyen yönetimi kimse anmadı.
Kulübün birlik olması ve tek yumruk haline gelmesi herkesin fikriydi. "Şimdi hesap zamanı değil" diyerek, bu yolu birlikte aşmak için, en ateşli muhalifler bile ellerini uzattılar.

SON SÖZÜ YILDIRIM SÖYLER
Hulusi Belgü, isimler de dillendirerek maddi olarak da, ortaya emek koyarak da sorumluluk almaya hazır olduklarını bir kez daha tekrarladı.
Eski düşmanlıklar veya hesaplar bu ortamda göz ardı edilebilir mi?
Bugüne kadar olmadıysa, bundan sonra da olmaz gibi geliyor bana. Nihat Özdemir her ne kadar ipleri eline almış gibi gözükse de, Metris'te de olsa Aziz Yıldırım'ın söylediklerinin dışına çıkamaz. Aziz Başkan da "kimseye muhtaç" görünmek istemez.
Mehmet Ali Aydınlar'ın tüm bu olayların sorumlusu olarak gösterildiği bir açılışta, her konuşmacı tarafından özenle korunup kollanması da dikkati çekti. Acıbadem'in voleybol sponsorluğuna devam etmesi gerektiğine de dikkat çekildi, Abdullah Kığılı'dan sonra göreve gelen federasyon yönetimlerinin Fenerbahçe'ye neler yaptıkları da...