BÖYLESİNE yumuşak ve dengesiz bir orta saha ile Trabzonspor'u uzun süredir izlememiştik. Karabük gibi beklemeyi seven bir ekip bile, topu istediği gibi sahada dolaştırıp, kaleye de kalabalık gelmeyi başarıyordu. İnanılmaz top kayıpları, zamanlama hataları ve rakip forvetlere davetiye çıkartan geriye kaçışlar ile Trabzonspor'un aklı karışmış gibiydi.
Aynı tavır ve hatalara Karabük de sahip olunca, ortaya bol pozisyonlu, kaçanı ve atılanı ile gollerin çevresinde gezen bir maç çıktı. Seyredenler veya keyif almaya çalışanlar için ideal bir maçtı. Ama takım disiplini, savunma organizasyonunu sorguladığınızda, endişeleri aklınızdan çıkartamıyorsunuz.
Skoru Trabzonspor adına farka götüren Burak Yılmaz'ın kurnaz kaçışlarıydı. İlk yarının son saniyelerinde Shelton kaleciyi de geçip golü atamıyor, aynı pozisyonları Burak tabelaya kendi ismiyle asıyordu. Karabük'ün ilk yarım saatte işe yarayan ofsayt taktiği, Trabzonspor orta sahasının pas zamanlaması düzeldiğinde, facianın davetiyesi de oldu. Böyle bir ortamda, öne geçmeyi de başarmış Trabzon takımını risk almaya zorlamak mümkün değildi. Aksine sanki deplasmanda oynuyormuşçasına, pusuya yatıp, sabırla bekleyen Trabzon'un ustalarının dakikaları vardı.

TOLGA, ENDER BİR YETENEK
Ve elbette Tolga... Cernat'dan yediği gole kızanlar olabilir ama topa ve rakibe bu kadar iyi konsantre olabilen, pozisyonu lehine çevirmeyi başaran ender bir yetenek oldu Tolga... Trabzon defansının davetkar tavırları ile her an kalesine yönelecek şutu hissederek oynadı usta kaleci...
Bu maçın Burak için parlak bir maç ve sezonun ilk galibiyeti olmasından ötesi yok Trabzon adına. Bir nefeslik zaman kazandılar. Ama Şampiyonlar Ligi'nin hata affetmeyen dakikalarında bu hatalarından arınmaları şart.
Bir de Hakem Abitoğlu ve yardımcıları... Bu sezonun en iyi yönetimini izledik sayelerinde. Tebrikler...