Artık haftalar önce hava sıcaklarını söyleyen meteorolojiye sahibiz. Bizde olmasa, internete girip dünyada en güvendiğiniz yerden öğreniyorsunuz. Ama Federasyon bir takıma 11 günde dört maç oynatmak gibi bir hünerin yanına, Mersin'de saat 16:00'ya karşılaşma koyma gibi dahiyane bir buluş ekledi! 17:30'a alsalar olur, 20:00'de oynatsalar gene olur. Maksat oyunculara ve seyredenlere eziyet çektirmekse, muhaliflerini konuşturmak isteyen diktatörler bu fikstür ekibini transfer eder. Mersin İdman Yurdu ligin yeni takımı. Sadece skalada değil, takım olarak da yeniler. Nurullah Hoca belli ki, 'çok büyük paralar harcamadanen tecrübeli ekibi nasıl toplarım' diye düşünmüş. İlk dakikalarda beklemedikleri golü de buldukları halde, maçı yaşamak adına bir birlik oluşturamadılar. Bursaspor'un maçın dakikaları ilerledikçe, "takım olma" avantajını sonuna kadar kullanıp, şablonu içinde rakibi eritti. Kontrolü ellerine aldılar. Sıcağa rağmen paslı oyundan vazgeçmediler. Zaman geçtikçe kontrol edilebilir olmaktan çıkıp, sürekli olarak gol anını beklediler. Sabır ve tecrübe! Bunun yanına "daha yetenekli" sıfatı da eklenince, geriye düştükleri maçı 45 dakika sonra öne geçerek sürdürdüler.

GÖÇEK KOLAYINA KAÇTI
Maçın genel yorumu içinde iki takım adına çok iyi şeyler söylememiz mümkün değil. Zeminin kötülüğünü sıcak havaya ekleyip, hakem Hüseyin Göçek'in tartışılacak ikili mücadele kararlarını gözlemci raporunda aramak gerekir. Şartlar sadece futbolcuların beline ip bağlatmamış, Göçek'in analizlerini de sekteye uğratmıştı. Kurallarını çok iyi biliyor ama futbolun mücadele şartları içinde kendini yere atana faülü çalarak en kolayına kaçıyorlar. Dün de sarı kartlar hep itirazdan çıktı. Oyuncular hakem kararlarına saygı göstermedi.