Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dünyanın prestijli ödüllerinden bir tanesi olan Chatham House Ödülü'ne 2010'da layık görülen siyasetçi olmasının yanı sıra 48 saatlik Londra seyahatimde ülkede müthiş bir Türkiye rüzgârı estiğine de şahit oldum.
Düşünün ki, ödül gecesi verilen davet yemeğinde Chatham House Başkanı ve İngiltere eski Başbakanı John Major, İngiltere'nin Avrupa'dan Sorumlu Devlet Bakanı David Lidington, İngiltere eski Dışişleri Bakanı olan tecrübeli siyasetçi Hon Jack Straw ve Shell şirketinin CFO'su Simon Henry söz birliği etmişçesine, Türkiye'nin AB'ye neden üye olması gerektiğini savunduklarını anlattılar ve Türkiye'nin İngiltere'nin en önemli stratejik partnerlerinden biri olduğuna dair övgüler dizdiler.
Evet, İngiltere'de hiç olmadığı kadar çok Türkiye rüzgârı esiyor. İş dünyasının hani nerdeyse çıkarma yaparcasına bu önemli ödül için Londra'ya akın etmelerinin altında yatan sebeplerden biri de olası iş olanaklarını değerlendirmek ve ilişkileri daha sıcak tutmak.
Kraliçe 2. Elizabeth'in bizzat verdiği ödül gecesinin düzenlendiği Banqueting House'a doğru ilerlediğimde, Türkiye'nin önde gelen hemen hemen tüm şirketlerinin patronlarını ve üst düzey yöneticileri ile devletin önemli bürokratlarını bir arada gördüm.
Ödül gecesinin ana sponsorluğunu Shell şirketi üstlenmiş. Akbank, BAE Systems, Beko, Bloomberg, British American Tobacco, Citi, Diageo, ENI, Europoint Holding, HSBC, Avrupa Azerbaycan Topluluğu, Vodafone ve Zorlu Enerji de masa satın alarak geceye katkı yapan sponsor şirketler olmuş. Hal böyle olunca, her masada Türkiye'den ve İngiltere'den davet edilen pek çok önemli ismi bir arada görmek mümkün oldu. Selahattin Beyazıt, Ahmet Çalık, Tuncay Özilhan, Hüsnü Özyeğin, Suzan Sabancı Dinçer, Remzi Gür, Hasan Arat, Serpil Timuray, Kazım Türker, Haluk Dinçer, Nihat Özdemir, Aldo Kaslowski, Fatih Karamancı, bu isimlerden bazılarıydı. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Profesör Şevket Pamuk ve İlter Turan da oradaydı. Sadece Türkler değil kuşkusuz bir o kadar da İngiltere'nin önemli işadamları ve siyasetçileri, çeşitli ülkelerin konsolosları Türkiye'ye gelen bu önemli ödüle tanıklık etmek için Banqueting House'ı dolduran kalabalık arasında yer almışlardı.
İşadamları kuşkusuz bu daveti değerlendirerek çeşitli temaslarda da bulundu. Hüsnü Özyeğin bir dizi yatırım bankacısıyla bir araya geldi. Başta Suzan Sabancı Dinçer olmak üzere diğer isimler de özel temaslarda bulunmayı ihmal etmedi.
TÜRKİYE ONURUNA SMOKİN GİYDİ!
Vodafone Başkanı Sir John Bond ve Vodafone Türkiye Başkanı Serpil Timuray ile birlikte oturduğumuz davette bir ara Bond, bana dönüp şöyle diyor: "Biliyor musunuz 45 yıl HSBC'de çalıştım ve hep smokin giydim, sonra bir daha giymedim. Ta ki bu geceye kadar. Türkiye onuruna bu smokini giyiyorum."
