Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Van depremi korkutunca hangi şirket taşınmaya karar verdi?

'Hiç vakit kaybetmeden hepimiz depremde ailelerimizle nasıl buluşacağımıza dair bir plan yapmalıyız' dedi Ardıç Gürsel.
Vinkara
şaraplarının yönetim kurulu başkanı Ardıç Gürsel ve Genel Müdürü Selen Taftalı Çağlar ile oturmuştuk masada. Vinkara şaraplarının dünyada yakaladığı başarıyı konuşacaktık aslında.
Öyle ya, Kiska İnşaat'ın patronu olan baba Oğuz Gürsel, Ankara'nın üzümleriyle meşhur Kalecik ilçesinde 430 dönüm bir arazi satın almış. Ancak yıllarca hiçbir şey yapılmamış, ta ki 2003 yılında Kalecik Karası üzümleri dikilene kadar. Ve sonra İstanbul, Bodrum, Antalya ve New York'taki The Marmara otelleriyle ilgilenen Gürsel'in çocuklarından Ardıç Gürsel, ani bir kararla otel işinden kendini çekip, 2007 yılında hazır hale gelen üzümlerden Vinkara şaraplarını üretmeye başlamıştı. Toplasanız 5 yıl. Üstelik o bölgede 80 yıldır bu işin içinde olan üreticiler olduğunu da düşünecek olursanız, Vinkara şaraplarının yurtdışından önemli ödülleri böylesine kısa bir sürede kazanması, şarap uzmanları tarafından beğenilmesi Ardıç Gürsel'in iş yapma şekliyle ilgili ilginç ipuçları veriyordu. Ben de neleri farklı yaptıklarını merak ediyordum.
Ama işte Van'da yaşadığımız deprem herkesi alt üst etmeye yetti de arttı bile. Biz de buluştuğumuzda daha çok deprem sohbeti yaptık. Sahi içinizde kim olası bir yıkıcı depremde bütün cep telefonlarının da çalışmayacağını düşünerek, yakınlarına hızlıca ulaşabilmek için bir buluşma noktası belirledi? Doğrusu o akşam biz masada dört kişiydik ve hiçbirimizin bunu belirlemediğimizi fark ettik.
Ardıç Gürsel, Vinkara ekibiyle yine Kiska'ya ait Taksim'de bir binada çalışıyor. Ancak inşaatçı bir ailenin kızı olarak o binanın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyor. İşte bu yüzden 'Şimdi karar aldık, bu binadan çıkıyoruz' diyerek, zemini daha önce biraz güçlendirilmiş olsa da yeterli görmediği binanın yeniden incelenmesini istiyor. Bu arada her deprem bize yeni şeyler öğretiyor. Van depreminde, Türkiye'nin dört bir yanındaki insanların ne kadar yardımsever olduğunu, şirketlerin maddi ve ayni yardımda ne kadar cömert olduğunu gördük ama ne yazık ki aynı anda gönderilen bu yardımları iyi bir organizasyonla dağıtamadığımız ve TIR'ların yollarda beklemek zorunda kaldığını, yardım kolilerinden dağlar oluştuğunu gördük. Meslektaşım İsmet Berkan'ın deyimiyle 'seveyim derken boğarak öldürdük' sanki.
Gönüllülük kavramının gelişmiş ülkelerde olduğu gibi henüz yeterince benimsenmediği ülkemizde sanıyorum organizasyon konusunda hükümetin ve yerel yönetimlerin yeni bir yol haritası çizmesi ve halkı da bu işte görev almaya çağırması gerekiyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA