Efendim, Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün baskısıyla İstanbul'un en başarılı belediye başkanlarını aday göstermemiş.
Tam tahmin ettiğim gibi, CHP'deki kıyamet Mustafa Sarıgül'ün adı etrafında döndürülüyor, medya başta, her yerde..
Peki.. İsmail Ünal'ı, Selami Öztürk'ü, Ateş Ünal Erzen'i, Sarıgül yedi.. İzmir'deki katliamı da Sarıgül mü yaptı?. Ankara'yı.. Kırklareli'ni, Edirne, Antalya ve CHP'yi birbirine katan her yeri Sarıgül mü karıştırdı?
Sarıgül biraz politik olsa, bütün ağırlığı ile Ateş Ünal Erzen'in yerinde kalması için uğraşırdı. Kabağın başında patlayacağını bilecek kadar zekidir. "Ateş Ünal" adı onu temize çıkarmaya yeterdi. O Ateş Ünal ki, Kılıçdaroğlu'nun yerine aday yapmak istediği Mehmet Karlı bile "Etik olmaz", yani "Terbiyeme uymaz" diye teklifi geri çevirmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu "Baykalcı" diye temizlediği herkesin Sarıgül'e yıkılmasından en çok mutluluk duyan adamdır inanın. Bu sayede Sarıgül'den de kurtulacağı hesaplarını yapıyordur. Hele Sarıgül seçimi bir kazanamasın, göreceksiniz, ne demek istediğimi..
Kılıçdaroğlu için seçim kaybetmek de önemli değil. Ana muhalefet lideri olmak ona yetiyor da artıyor bile. Rüyasında görmediği bir makama geldi..
Bu arada, Sevilay'ın (Yükselir) dünkü "Hani miden bulanıyordu Aylin Hanım" başlıklı yazısına üzüldüm. "Bu bir defa off the record konuşma değildi" demesi işi çözmüyor.. Teyp açık bile olsa, bazen en resmi konuşmaların içinde bile, yazarın izanına kalmış, off the record bölümler vardır. 57 yıllık meslek hayatımda, böylesi, ne pasajları yazmadım. Hayat boyu da yazmam.. Sevilay da o zaman yazmamış.. Peki, şimdi, tam da seçimler arifesinde, hem de bu başlık ve üslupla yazmak ne oluyor, Sevgili kardeşim?.
İkincisi.. Mustafa Sarıgül, iki ay evvel hayatını yazdı. O kitabın içinde, eski eşi Aylin Kotil'den söz eden bölümü alıntılarla özetledim, köşemde.. Sarıgül "Aylin kusursuzdu. Tüm hata bendeydi" diyor özetle, örnekler vererek..
Bir kadın olarak düşün.. Eski eşin hayatının kitabında sana karşı işlediği hataları böyle itiraf etse ve "O melekti, tüm günah bendeydi" deseydi, adını duymak hala mideni bulandırır mıydı?.
Gecikmiş bir olayı yazarken, köprülerin altından geçen sulara da bakmak gerekir.
