Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Helin için göğüs kılı ektirmek...

Çiçeği burnunda röportajcı Helin Avşar, Twitter'da da döktürüyor. Kurtlar Vadisi 'nin senaryosu kafaları karıştırdı. Peki Kadir Çöpdemir'in bütün bunlarla ne ilgisi var?

Efendim, internet sayesinde ünlüler bize dalında durmakta olan bir armut kadar yakınlaştı. Bu işleri takip ediyorum deli gibi. Gururla belirtmeliyim ki, Helin Avşar'daki yeteneği, yani bir medya şeysi olarak, çok önceleri keşfetmiştim. Hemen 'facebook'ta arkadaşı olmayı becerdim. Daha sonra hakkında bir yazı yazıp 'facebook arkadaşım' diye belirtince beni arkadaşlıktan attı ama olsun, en azından ona daldaki bir armuttan daha fazla yaklaşmıştım. Neyse efendim, şimdi de internette 'twitter' dönemi hüküm sürüyor. Meşhurlarımız sıkılıp daha elit bir şey bulana kadar bu böyle devam edecek tabii. Hep 'daha elit' yerlere kayan, biz fanilerin ise geriden takip ettiği bir güruh var. Nereye gitseler peşlerinden sürükleniyoruz işte... Tabii hemen gözlerim Helin Avşar'ı aradı orada da. Üstelik Rasim Ozan Kütahyalı'nın göğüs kıllarını çekiştirmiş, herkes bu hadiseyi konuşmuş, hatta Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, Rasim kardeşimiz için istediği röportajı 'çektirmek'te özgür olduğu beyanatında bulunmuş, bu Helin Avşar için müthiş bir sıçrama olmuştu.

TABİAT KANUNU DİYE BİR ŞEY VAR
Ve, 'twitter'da da müthiş bir performans sergilediğine tanık oluyorum. Arka arkaya şöyle iki şey yazmış -etkisi azalmasın diye imlasına dokunmuyorum-: "kurtlar vadisi gladio benlikmidir acaba" ve "şu an karl popperın 'açık toplum ve düşmanları kitabına' başladım öneririm." Hayır, olabilir, Karl Popper'ın kitabının kapağını henüz açmış ve içinde müthiş bir şeyler döndüğünü sezmiş, herkese de önermiş olabilirsiniz. Ama hani arka arkaya da böyle acayip iki cümle yazılmaz ki arkadaş! Bu 'açık toplum' işlerinin neresinin açık, neresinin kapalı olduğunu iyicene belledik gerçi ama Kurtlar Vadisi'yle de yan yana koyma elin 'sivil'ini, değil mi ama? Tabii anlamadı şimdi o. Dolayısıyla, en azından iki personele ihtiyaç var: Bir musahhih, bir de tercüman... Ha, diyeceksiniz ki, "Helin Avşar sana gelse, bir röportaj yapmak istese, göğüs kıllarını saymaya kalksa, kabul etmez misin?" Göğsüme ekstradan kıl ektiririm sayın okur, ne diyorsunuz siz! Hiç bakmam Gladio, Kurtlar Vadisi, açık toplum işlerine falan, hepsiyle ilgili abuk-subuk fikirler beyan ederim. Yeter ki Helin Hanım gelsin, söyleşelim... Tabii bu arada, Kurtlar Vadisi kafası çok acayipleşti. Komedi mi, dram mı, çözemiyorum. Son tahlilde Aydemir Akbaş ebatlarında bir Polat Alemdar var ve 'Osmanlı tokadı' ile adam yıkıyor. Erotik film döneminde Aydemir Abi doğa kanunlarını altüst ediyordu da, onun filmlerinin vatan kurtarmak gibi bir derdi yoktu; en fazla 'gençlere kıyak' kontenjanından skora koşuyordu. Tabiat kanunu diye bir şey var be sayın kardeşim! Bence Polat önümüzdeki bölümlerde asansör kurşunlasın! Nereden çıktı demeyin, bende serbest çağrışım bitmez. Trabzon'da bir abimiz, eşi asansörde mahsur kaldığı için asansöre boşaltmış şarjörü. Bu 'asansörün kafasına sıkma' mevzuu üzerine iki arkadaşıma haberin bağlantısını yolladım. Biri, cevaben, para stoku biten atm cihazına sıkma vakasından söz etti, diğer arkadaşım ise bir Trabzonlu tanıdığının Karadeniz sahil otoyolundaki tünelden geçerken otomobilin camından sarkıp, "Bu ne biçim tünel lan!" diye tünele sıktığını anlattı.

KEŞKE RADYODAN ÇIKMASAYDI
Bu arada, Beyazıt Öztürk'ün Kurtlar Vadisi ile girdiği anlamsız işbirliği beni şaşırtmadı desem yalan olur. Kanaldan 'reyting promosyonu' mu yaptırıyorlar gümleyen Kurtlar Vadisi için, yoksa gönül rızasıyla mı giriyor bu işlere, bilemedim. Ya da, emekliliğe hazırlanıyor olmasın, her nakit fırsatını değerlendirerek? Hazır laf açılmışken, Beyazıt Öztürk'ün Pişekâr'ı rolüne sık sık soyunan Kadir Çöpdemir de artık buna bir son verse... Sürekli kendi çirkinliğiyle, şişmanlığıyla dalga geçiyor ve böylelikle kendiyle barışık bir insan imajı çizmeye çalışıyor. Biz onu görmezken, yani 90'lı yılların ortalarında sadece radyodan muhabbetlerini dinlerken daha manalı bir insan olarak yaşıyordu. Tipiyle ekran arasında sıkışan bu kendiyle barışık olmaya çalışma hali onu bozdu. Keşke radyodan hiç çıkmasaydı... "Sen kendi tipine bak!" dediğinizi duyar gibi oluyorum... Tamam, farkın-dayım... Peki, göğsüme kıl, kafama saç ektirsem yine de olmaz mı? Tamam, tamam, bozmayın moralimi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA