Okurumuz Ayşe Naz Çağlar ekrandaki 'kadınlık hallerini' yazmış. Yazıyı okuyacak hemcinsleri arasında kızıp alınacak olanlar bulunabilir elbette. Ama üzerinde uzun uzun düşünülmeyi de hak ediyor doğrusu...
"Evlilik, beraberlik, sevgililik; adını ne koyarsan koy, cılkı çıkmadığı sürece güzel...
Ya sepeti koluna takacaksın, ya da 'herkes yoluna' durumuna geçeceksin. Yürümüyor, 'deh', 'çüş' durumları hakim vaziyetlerine... 'Bir çocuk yapalım bak nasıl düzelecek?' modunda hatun kişi... Bacım, atı alan Üsküdar civarında cirit atıyor, sen aşerme durumuna gelmişsin... Çocukla bağlanan koca ne işe yararsa?
Bir vakit sonra, 'Boşanırım ama çocuğu göstermem' halleri ile kocayı elde tutma çabaları... İyi de adam istemiyor, ne diye yapışıyorsun? Nerede kadınlık gururun? Ne bu 'Malların yarısını, yetmedi hepsini isterim' halleri? 'Boşanmam; sürüm sürüm süründürürüm' zırvaları?
Kabul edelim, kadınlar bunu yapıyorlar. İstisnalar yok mu? Gururlu kadın yok mu? Olmaz mı? Ama ne yazık ki azınlıktalar..
Sevgili durumundakileri de biliyoruz. Adam evlilikten pek o yanlı değil ya... Hooop, bizim hatun hamile, ne hikmetse ancak doğuma çeyrek kala farkına varıyor karnındakinin... Sunturlu emrivaki... Adamı; isteği, bilgisi, arzusu dışında baba yapma hakkın var mı senin? Eee ne oldu? Doğurdun diye evlendi mi seninle? Yoo... Hadi bakalım mahkemeye... "Nafaka isterim, ev isterim, onu isterim, bunu isterim..."
Eteğimizdeki taşları bir karıştıralım bence... Kadınlar yapıyorlar bunu...
ŞÖHRETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Şu sanat camiası denen ortama bir göz gezdirin, bakın bakalım kaç kadın sanatçı(!) çıkacak bunları yapan... "Kendim için doğurdum" diyen, sonradan "Dadı parasını vermedi" diye kanal kanal geziyor... Eee magazin programlarının işi ne? Sulandıracak... Bizim mağdure annemiz de salya sümük gündemde olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşayacak... Bizler de önümüzde çayımız, çekirdeğimizi çitleyerek, kimimiz kızarak, kimimiz acıyarak bön bön bakacağız ekranlardaki kadınlık hallerine..."