3- PTT'den bir takım Avrupa kupalarına hak kazansa kriterlere uymadığı için hiçbiri katılamıyor. (Tek uyan Adanaspor) Süper Lig'de de buna takılan kulüpler var. Önce mali kriterler çözülmeli.
AHMET ÇAKAR: Kulüpler için de BDDK gerekiyor
1- Bence 5+2 veya 5+3 sistemi devam etmelidir. Yabancı sayısını artırmak demek altyapıların bitmesi, genç Türk oyuncuların yok olması demektir. Ayrıca bu kulüpler kanunu ile yabancı sayısını kaç yaparsanız yapın menajerler, kulüp idarecileri arasındaki kulüpleri içten içe soyma eğilimi tüm hızıyla devam edecektir.
2- TFF kulüpleri layıkıyla denetlemeli ve alt yapıya yönelmeyi cazip hale getiren uygulamalar yapmalı. Mevcut sistemde bir kulüp niye alt yapıya eğilsin ki, Lig TV'den bol bol paralar geliyor nasıl olsa… Yüz liralık oyuncu 500 liraya transfer ediliyor ve aradaki fark birilerinin cebine kara para olarak iniyor. İdarecilerimiz ise günü kurtarmaya bakıyor.
3- Çok basit... Kulüpler kanunu çıkacak. Türk bankalarının batak olduğu ve soyuldukları dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kanunu çıkmış ve o günden bugüne bankalarımız oldukça sağlıklı işler hale gelmişlerdi. Aynısı şimdi yapılırsa bir çok şeyin önüne geçilebilir.
ERMAN TOROĞLU: Onlar yetiştiriyor biz çalıyoruz!
1- Yabancı sayısının sınırlı olmasına karşı değildim ama son iki yıldır karşıyım. Çünkü zaten biz yabancı oyuncuları mecburi alıyoruz, 10 para etmiyorlar. Bunların yanında yerli oyuncular da inanılmaz paralar almaya başladılar. Rekabet kayboldu, yan gelip yatıyorlar aldıkları paralar çok yüksek. Hiç olmazsa rekabet olur. Türk futbolunun gelişmesinde yabancı futbolcu etkisinin fazla olduğunu düşünmüyorum.
2- Türkiye'de spor yapacak genç adedi diyelim ki 12 milyon, kaç tane spor kulübümüz var bakın bakalım. Benim bildiğim 5 bin 500. Bölün bulun oranı! Böyle şartlarda futbolcu yetişir mi? Türk futbolu eğer bir yere gidecekse TFF ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın kol kola yürümesi gerekir. Çok fazla uzatmayalım, gözümüzü Almanların yetiştirdiği Türk futbolcularına diktik. En kolay işi yapıyoruz. Adamlar yetiştiriyor, biz çalıyoruz. Ama onlar da uyandılar işe yarayacakları kendileri oynatıyorlar ikinci kalite olanlar da bize gelmeye başladı. Fazla uzağa gitmeyin, Almanya'da 4 milyon Türk yaşıyor. Dünyanın en büyük kulübü Real'e Almanya'da yetişmiş 3 oyuncu gitti. 80 milyonluk Türkiye'den Real'e giden oyuncu var mı, zaten o zaman işi çözüyorsun. Kimse çıkıp da ben şunu bunu yapacağım diye artistlik yapmasın. Eğer bir dersi bilmiyorsan bunun en kolay yolu kopya çekmektir. İstersen kitabı bacağının arasına koyup çekersin, istersen öğrenci kızların yaptığı gibi eteğin altına bacağına yazar çekersin.
3- Bizim kulüplere özellikle maliyenin girmesi lazım. Adam gelip kulüp başkanı oluyor, iki sene başkanlık yapıyor giderken diyor ki "Benim 15-20 milyon Dolar alacağım var." Peki kardeşim bir adam kulübe bu kadar para veriyorsa bu adam 2-3 senede ne kazandı ve maliyeye ne ödedi? Bu adamın 15-20 milyon Dolar vermesi için demek bu adamın yıllık kemiksiz 80-100 milyon Dolar kazancı olması lazım. Böyle bir adamın da devlete ne kadar vergi vereceğini maliye daha iyi bilir. Bakın size ne kadar kolay anlatıyorum. Futbolcu transferlerinden falan artık bahsetmiyorum. Niye yabancı transferleri yapılıyor ve gelen yabancılar neden oynayamıyorlar. 50-100 bin Euro'ya alacağın oyuncuya 2-3 milyon Euro neden veriliyor. Bu paranın ne kadarı futbolcuya gidiyor ya da bu paranın ne kadarı yolda kayboluyor. Bunları bizim alemdeki herkes biliyor. Yıllar önce ben dahil çok futbol adamını meclise çağırdılar. Yalnız benle 3 saat konuşuldu, çok şey tutanağa geçti. Sonunda ne oldu kocaman bir hiç. Yani La Fontaine'den masallar... Bunun için de ben, bu işlerin toparlanacağı fikrinde değilim.
LEVENT TÜZEMEN: Yabancı konusunda duruşumuz olmalı
1- Yabancı sayısı federasyonların hep defosu olmuştur. Alınan kararlar TFF'nin kendi inisiyatifi değil kulüplerin baskısıdır. İki yıl önce yabancı hakkı 6+2 ve tribün serbestti. Geçen sene saçma bir kararla sahada 6, tribünde 4 oyuncu varken kulübede yoktu. Eğer TFF bu komediyi devam ettirseydi bu sezon 5 sahada 3 tribünde yabancı olacak, kulübede sadece Türkler olacaktı. Baskı TFF'yi kısmen doğru olsa da 5+3 modeline döndürdü. Yabancı konusunda artık bir duruşumuz olsun. Rekabeti Avrupa'yla yapıyoruz ama kendi içimizde çelişkiler yaşıyoruz. Örneklere bakalım…
ALMANYA: Sınırsız yabancı, en az 12 Alman futbolcu kadroda bulunmak zorunda. En az 8 futbolcu da altyapıdan yetiştirilecek. İngiltere: Yabancı sınırsız. Yabancılara milli takımda oynama şartı var. Bu şarta gören futbolcunun son iki yılda resmi maçlarda yüzde 70 oynaması gerekiyor. İspanya: AB futbolcuları artı 3 yabancı. Fransa: AB futbolcuları artı 4 yabancı. İtalya: AB futbolcuları artı 5 yabancı. Modeller ortada. İngiltere bize uymaz. Almanya, İspanya, Fransa ve İtalya yeni yabancı uygulaması konusunda TFF'ye yol haritası olmalıdır.
2- TFF, kulüplerden kesilen para cezalarını yine kulüplerin alt yapılarına harcamalıdır. Bunu yaparken paranın doğru yere gidip gitmediğini titizlikle kontrol etmelidir. Türkiye'de Altınordu, Gençlerbirliği, İzmirspor, Altay, G.Saray, Bursaspor, Beşiktaş alt yapılarına ciddi yatırım yapıyor ve bu kulüpler akademi kalitesinde hizmet veriyor. TFF Almanya'daki gibi 'en az 8 futbolcu alt yapıdan yetiştirilmeli' ilkesini belki sayıyı düşürerek uygulamaya koymalıdır. Fatih Terim'in daha önceden planladığı 'Elit Futbolcu Yetiştirme Programı'nın kitapçığı bende var. Alt yapı futbolcusunun eğitiminden çalışma şekline ve en önemlisi beslenmesine bu kitapçıkta ısrarla yer veriliyor. Terim'in beyin takımıyla oluşturduğu ve Türkiye'nin birçok yerinde uygulanacak program hayata geçerse altyapılarla ilgili dağınıklık ortadan kalkar, disiplin gelir. Oyuncular da Türk futboluna akmaya başlar.
3- Büyük kulüpler ayaklarını yorganlarına göre uzatmasını bilmiyor. Büyük kulüplerin gelirlerini gözetirsek TFF'nin yapacağı ciddi denetim ve yaptırım o kulüplerin ayaklarının yere basmasını sağlar. Mesele işte bu; uygulayabilmek. Ama Anadolu kulüplerinin yayın gelirine baktığımız zaman kasalarına çok ciddi bir para akıyor. Bu parayı yönetememek ve iflas noktasına gelmek bence başkan ve yöneticilerin beceriksizliğidir. Bütün kulüplerin maliyeye vergi borcu var. Maliye, TFF ve kulüpler bir araya gelip bu borçları yapılandırmalı, tekrarının yaşanmaması için kulüpler TFF tarafından "Gözünüzün yaşına bakmayız" şeklinde uyarılmalı ve sık denetlenmeli. Hatta UEFA kriterleri gibi TFF de kulüpleri haddini aşan harcamalardan korumak için kriter koymalı.
GÜRCAN BİLGİÇ: SPK daha sert tavır takınmalı
1- Ben sınırsız olmasından yanayım. Alternatifsizlikten şımaran ve çalışmayan bizim oyuncularımızın biraz zoru yaşaması lazım. Ama Avrupa'da en iyi formülü Almanya bulmuş… Demişler ki; "22 kişilik kadronuzun on bir oyuncusunun ilk lisansı Almanya'da çıkmış olacak" Sahada kaç oynayacak, kulübede, tribünde kim olacak; bakmamışlar bile… Kulüp alt yapısından yetişen yabancıları da, kategori dışı bırakıyorlar böylece. Bizim aklımıza en yakın çözüm de bu galiba…
2- Aziz Yıldırım'ın doğru bir tespiti var; önce eğitimcileri eğitmemiz gerekiyor. Pro lisans kursları haricinde, aynı değerde altyapı hocaları için ayrı bir kurs ve lisans programı düzenlenebilir. Hatta pro lisans için bu ön şart olarak getirilip, teknik direktör adaylarının önce çocukları eğitmesi sağlanabilir.
3- Kulüpler Dernekler Yasası ile yönetilmemeli. Bilançoların hepsi makyajlı. Seçilen denetleme kurulları da başkanların adamlarından oluşuyor. Her şeye göz yumuyorlar. Eğer görevlerini yapsalar, borçlanmalar veya dedikodular bu kadar ayyuka çıkmazdı. Kulüpler Başkanlar tarafından ele geçirildiği için eller kalkıp iniyor ve aklanıyorlar. Acilen Profesyonel Kulüpler Yasası'na ihtiyacımız var. Belki de SPK'nın daha sert tavır takınması gerekiyor. Büyük kulüplerimiz önümüzdeki beş yıl içindeki gelirlerini tahsil edip, harcamış durumdalar. Batmanın eşiğindeler. Bunu yapan sorumsuz sorumluların da artık sporun içinden uzaklaştırılmaları gerekiyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Yabancıyı serbest bırakın...
1- Bence serbest bırakılmalı. Serbest bırakılmalı derken bundan evvelki uygulamaya dönülmesi bence isabetli olur.
2- Altyapı çok önemli bir konu. Avrupa'daki üst düzey ülkelere baktığımızda 14-16'dan itibaren herkes milli takımlarının sistemini uygulamaya başlıyor. Daha oralardan sistem oturuyor. Bizde ise öyle bir durum yok. O yüzden buralara çok deneyimli isimler görevlendirmek gerekir. Bu isimlerin görevleri devam ederken başka tekliflerle gitmemeleri de şart. Çünkü genellikle teklif alınca görevi bırakıp gidiyorlar.
3- Bu senelerdir dikkat edin dediğimiz bir durum. Ama her kulüp bu sıkıntıyı yaşıyor. Bırakın bizi UEFA'dan cezalar geliyor. İş hayatında da her yerde en önemli şey öncelikle mali portredir. Bunun da çok ciddiyetle ve dikkat edilerek uygulanıp kısmi başarılara endeksli olmaması gerek. Bir de günü kurtarayım politikasından kesinlikle vazgeçilmeli.
İSKENDER GÜNEN: Altyapıların parası yükseltilmeli
1- Yabancı sayısı sınırsız olmalı. Yalnız transfer edeceğiniz yabancılar için de bir takım kriterlerin yaşama geçirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
2- Türkiye'de altyapı sadece göstermelik! Çünkü altyapı demek sadece saha içi değil profesyonel hayata oyuncuyu hazırlamak için saha dışını da kapsar. Altyapılarda mutlak reorganizasyona ihtiyaç var. Her şeyden önemlisi altyapıda seçtiğiniz eğitmenlerin bilgi birikimi üst düzeyde olmalı ve ücretleri yeniden gözden geçirilip yükseltilmeli.
3- Finansal Fair Play var. Bu bugünün sorunu değil. Yıllardır sümenaltı yapılan bir durum. Bugün gelinen nokta bana göre tam bir kaos. Artık birilerinin ortaya çıkıp kral çıplak demesi gerekiyor. Yoksa yarın çok geç olacak ve bu durumdan Türk futbolu zaten sorunlu, daha büyük batağa sürüklenecektir.
METİN TEKİN: Kaliteli altyapı antrenörü şart
1- Bence serbest bırakılmalı. Yabancı kararının serbest bırakılması Fatih Terim'in değil TFF'nin kararıdır. Tabii ki fikir alınır, beyin fırtınası yapılır ama bu bir federasyon kararıdır. Yabancı sayısının serbest bırakılmasının Türk futboluna milli takım bazında faydası olmaz. Vurgulamak istediğim kısıtlamanın da Türk futboluna bir şey kazandırmayacağıdır.
2- Yıllarca futbolcu gelişimi ve yetenek gelişimini yapamadık. Yıllarca tesislerimiz yok dedik, tesisleri yaptık ama yine de bir yere gelemedik. Buradaki en önemli olgu donanımlı eğitmenlerdir. İstediğiniz kadar binalar yapın, içini doldurmadıktan sonra bir işe yaramaz. Almanya'dan çıkan Türk oyuncular buna en iyi örnektir. Bunda da fark metot ve eğitmen kalitesidir.
3- Kulüpler hatırı sayılır bütçelerle futbolu yönetmeye çalışıyorlar. Fakat bu bütçeler futbol sektöründen gelmeyen kişiler tarafından yönetiliyor. Organizasyon anlamında tabii ki olabilir ama denk bütçelerde kalmak ve ligde yaşamak için en önemli tek şey doğru sportif kararlar vermektir. Maalesef kulüplerimizde bu yapıda sayı çok çok az. Bunların altyapı organizasyonları da kesinlikle tartışmaya açıktır. Mali yapılarında buraya aktarım da yok denecek kadar azdır. Bu da Türk futbolunun bir gerçeğidir.
SİNAN VARDAR: Transferleri TFF denetlemeli
1- Gelirleri giderlerinden fazla olan kulüplere yabancıları serbest bırakın. Tabi yaş gibi bir takım kısıtlamalar getirilebilir. Transferleri mali duruma göre TFF denetlemeli o izin vermeli. Adamlar 13-14 yaşındaki çocukları alıp yetiştiriyor. Bizde ise 35'likleri dolduruyorlar. Bu şekilde Türkiye futbolcu mezarı haline gelir. Senelerdir de bunu yaşıyoruz zaten.
2- Ben iki dönem Beşiktaş'ta altyapının başındaydım. 60 futbolcuyu profesyonel lige çıkardık. Şu an 25'i Süper Lig'de oynuyor ama kimse gelip tebrik edip elimi sıkmadı. Transfer yasağı olursa herkes altyapıya dönmek zorunda kalır. Bu nedenle de mali durumu içler acısı olan kulüplere transfer yasağı getirmek gerekiyor.
3- Bugün takımlar profesyonel, yöneticiler amatör. Yöneticiler kulüpleri borca sokup sokup kaçıyorlar. Başkan ve yöneticiler kişisel teminat vermeli.
FATİH DOĞAN: Sınırsız yabancı intihar olur
1- Türkiye'de yabancı transferinin serbest bırakılması Türk futbolunun uçurumdan aşağı atılması demek. İhracat-ithalat dengesini kuramamış, altyapı ve eğitim sitemini tamamlamamış, yabancı hayranlığını zihnen aşamamış, transferlerde ahlaklı ve denetimli bir yapı kuramamış Türkiye'de yabancı sayısını sınırsız bırakmak futbolumuzun CANINA KASTETMEKTİR.
2- Türkiye'de yalanın ve samimiyetsizliğin en büyük örneği altyapı. Yabancı serbestiyesinde örnek gösterdiğimiz Avrupa'nın önde gelen 40 ülkesi içinde Türkiye'nin altyapıdan yetişen oyuncuların A takımlarda oynama yüzdesi %9. Ocağın 7'sinde önümüzdeki sezondan itibaren sınırsız yabancı havası esecek de olsa 7 hatta 8 yabancının yeterli olduğunu düşünüyorum. İlk 18'de altyapıdan 5 futbolcunun olma şartını destekliyorum. TFF'nin altyapı için verdiği maddi destekleri kesmesi gerekiyor! Çünkü o yatırımlar altyapı tesislerine değil ortak para havuzuna gidiyor. Almanya'da 2000'den sonra başlatılan Futbol Gelişim Merkezleri ve kurulan sistem Almanya'yı zirvede tutuyor. TFF'nin Alman modelinden esinlenmesi ama daha önemlisi kararlılıkla aldığı kararları uygulaması gerekiyor.
3- Türk futbolunda 3 milyar TL batak var. UEFA Bursa'ya men cezası verip, TFF'yi, G.Saray'ı ve Trabzon'u uyardı. Bıçak 4 büyüklerin kemiğine dayandığı için fırtına koptu. Anadolu'da alt liglerde büyük trajediler yaşanıyor. Sistem tıkandı. Devlet vergisini alırsa futbolcular kendi ödemesi gereken vergileri kendileri öderler. Ortak karar alınıp %15'lik futbolcu stopajlarını kulüpler değil futbolcular öderse maliyetler düşer. Avrupa'da %40-50 arasında vergileri futbolcular ödüyor. Bu da tıkanıklık oluşturuyor.