Ukrayna-Rusya Savaşı geçen yıl şubat ayında başladıktan sonra Rusya'nın Avrupa'daki mal varlığına el koydu. Toplamda 11 bin 327 yaptırım uyguladı. En tartışmalı konulardan biri ise UEFA ve FIFA'nın Rus sporculara uyguladığı yaptırım oldu. Çünkü Rus sporcuların savaş yanlısı olup olmadığına bakmadan tüm Rus sporcuları turnuvalardan men etti. Bu tutum hâlâ tartışılırken işgalci İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim'de başlattığı katliam ve soykırım saldırıları karşı ne UEFA ne de FIFA İsrail'e karşı herhangi bir yaptırımda bulunmadı. Hukukçular Birliği Vakfı Genel Başkanı Av. Yaşar Baş da hem hukuki hem de vicdani açıdan bu durumun ikilemini SABAH'a değerlendirdi.
"UEFA VE FIFA AÇIK BİR ŞEKİLDE ÇİFTE STANDART UYGULUYOR"
Avukat Baş ilk olarak şunlara değindi: "UEFA ve FIFA gibi derneklerin varlığının sorgulanması gerekiyor. Rusya-Ukrayna Savaşı başlar başlamaz Rus takımlarının ve sporcularının Avrupa, Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlar dâhil tüm uluslararası müsabakalara katılması yasaklandı. Türkiye Afrin Harekâtı'nı yaptığında milli maçta bizim futbolcularımız spor müsabakasında asker selamı verdiği için UEFA tarafından soruşturma açıldı. Oysa İsrail'in Gazze'deki soykırımı ve katliamına ise bu kuruluşlar görmezden geliyor. İsrail söz konusu olunca İsrail'i desteklemeyenleri de cezalandırıyor. Örneğin İskoçya'nın Celtic'in taraftarları, Gazze'de soykırım yapan İsrail'in saldırılarına karşı tribünde Filistin'e destek sloganları atınca UEFA tarafından Celtic cezalandırıldı. UEFA ve FIFA açık bir şekilde çifte standart uyguluyor. Rus sporculara yasak getirirken İsrail soykırım yapmasına rağmen İsrail takımlarının maçlarını erteliyor ve onlara hazırlanmaları ve hatta Gazze'de savaşa katılmaları için onlara zaman tanıyor. Çünkü İsrail kulüplerinin internet sitelerinde açıkça savaş çağrısı yapılıyor. Hatta sporcularından bazılarının Gazze'deki vahşete katıldığını internet sitesinden duruyorlar. İsrailli sporcular açıktan Gazze savaşını destekliyorlar. Ama hiçbir ceza verilmiyor."
İSRAİLLİ FUTBOLCUYA CEZA YOK!
Avukat Baş, UEFA ve FIFA'nın çifte standardına yönelik uygulamalarla ilgili örnekler vererek şunları söyledi: "Aramicede 'Maccabi' Çekiç demek. Ama bu Maccabi İsrail askerleri için kullanılan bir unvandır. M.Ö 150 ile M.Ö 4 arasında yaşayan Maccabi Krallığı'nın adından geliyor bu ad. O dönemki terör örgütünün adı Maccabi, şimdi ise İsrail ordusunun unvanı. İsrail takımlarının bir bölümünün unvanı 'Maccabi'dir. Maccabi Tel Aviv spor takımı en meşhurlarından. Bu spor takımının internet sitesinde 'Devlet bir cephe millet bir ordudur' yazılı bir pankart asılı. Kısacası İsrail'de yaşayan herkes ordu mensubudur. Hapoel Tel Aviv ve Maccabi Tel Aviv'in internet sitelerinde herkesi Gazze'ye asker olarak gitmeye çağırıyorlar. İsrail Milli Takımı'nın kaptanı Eran Zahavi her maç öncesinde ve sonrasında bu maçları İsrail ordusu için yaptıklarını açıkça açıklıyor. Bu spor dernekler çifte standart yaparak İsrail takımlarının maçlarını ya erteliyor ya da Gazze'de savaşa katılmaları için bir nevi olanak sağlıyor. Oysa dünya çapında Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırımı protesto etmek için saygı duruşunda bulunan sporcular ise cezalandırılıyor."
HER KİM FİLİSTİN'İN YANINDA YER ALIYORSA CEZA VERİYORLAR. İŞTE O ÖRNEKLER
Baş Filistin'e destek veren futbolcuların nasıl cezalandırıldığına örnekler vererek şunları söyledi: "Örneğin Filistinli İsrail vatandaşı bir sporcu Filistin Milli Takımı'nda oynuyor. Ataa Jaber'in Filistin için saygı duruşunda bulunmasından dolayı İsrailli bakan tarafında vatandaşlıktan çıkarılmasını istendi. Alman kulübü Mainz'de forma giyen Fas asıllı Hollandalı futbolcu Anwar El Ghazi, Filistin'e destek paylaşımları sebebiyle kadro dışı kaldı. Mainz, Anwar El Ghazi'nin sözleşmesini tek taraflı feshetme kararı aldı. Fransız futbol kulübü Nice'in Cezayirli asıllı futbolcusu Youcef Atal da Filistin'e başsağlığı dilediği için 7 maç men cezası verdi. Nice savcılığı terör propagandası yaptığı gerekçesiyle soruşturma açtı, gözaltına alındı. Fransa'nın tarihini en büyük üç futbolcusundan biri olan Kerim Benzama'yı Filistin'e destek verdiği için İçişleri Bakanlığı onu terörist ilan etti. Dünyada spora dair her kim Filistin'in yanında yer alıyorsa ceza veriyorlar."
"TÜRKİYE DAHA KUVVETLİ ALTERNATİF TURNUVALAR DÜZENLEMELİ"
Av. Baş öneriler sunarak şunları söyledi: "Dünyada spora dair her kim Filistin'in yanında yer alıyorsa ceza veriyorlar. Rusya'ya Türkiye'ye ve İsrail'e farklı davranıyorlar. Bu derneklere hiçbir hukuki yaptırım da yok. İsrail yanlısı tutumu nedeniyle bu dernekler yerine devletlerarasında anlaşmalarla kurumlar kurulmalı. Türkiye'nin harekete geçmeli. Eylemlerinden ziyade bu düzenin kendisini sorgulamak lazım. İsviçre mahkemeleri dışında itiraz etme yetkisi hiç yok. Türkiye'deki spora dair bir olayla ilgili gidilebilecek mahkemenin yetkisi yok. Sadece İsviçre mahkemesi yetkili. Ortada bu mafya düzeni var ve İsrail'in yanında yer alıyorlar. İsviçre başvurulabilecek tek yer ama o da bu mafya düzenini devam ettirmek üzerine kurulu. Hukuksuzluğa karşı direniş göstermek lazım. Yoksa hukuksuzluk sizin kaderiniz olur. Kimse de bu hukuksuzluğa başkaldırmıyor. Dünya ve Türkiye'de spor takımlarının ses çıkarması lazım ama kimse bu başkaldırıyı yapamıyor. Türkiye'deki spor kulüplerinin bu konudaki tutumlarını devletin de desteklemesi ve UEFA ve FIFA'ya tavır almalarını Türkiye'nin de desteklemesi lazım. Güçleri düzenledikleri turnuvalardan kaynaklanıyor. Boykotla 'Bu turnuvalara katılmayın' demek için alternatif turnuvalar düzenlenmeli. Alternatif ve güçlü turnuvalar oluşturmazsanız bu boykota kimse uymaz. Türkiye daha kuvvetli alternatif turnuvalar düzenlemeli. Bu yapılırsa 'Dünya beşten büyüktür' projesi gibi Siyonizm kurduğu, hukuk dışı mafya düzenini oluşturan UEFA ve FIFA karşısında büyük bir proje oluşturulmuş olur."