Reklamverenler Derneği " TV'de Şiddet ve Sorumluluklarımız " adlı bir panel düzenlemiş. 8 Eylül Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek olan panelde önce sunumlar yapılacak. Ardından da TV'deki şiddetin toplum üzerindeki etkileri tartışılacak.
Sağ olsunlar, bana da davetiye göndermişler. Ancak katılmayacağım!
Çünkü orada öne sürülecek olan iddiaların tamamını biliyorum. Sadece bununla da kalmıyor, aynı zamanda o iddiaların tamamının yanlış olduğunu, bir hayalden, bir kuruntudan, bir hezeyandan ibaret olduğunu da biliyorum.
Külliyen anlamsız bir panel bu.
Çünkü ' gerçekte olanı' değil, ' olmasını hayal ettikleri' şeyleri konuşacaklar.
Bu panele biraz değer verebilmem için orada ' karşı görüşün' dile getirilmesi gerekiyor.
Nedir o görüş?
TV'de izlediğimiz film ve dizilerdeki ' kurgusal' şiddet görüntüleriyle, toplumdaki ' somut' şiddet arasında hiçbir neden-sonuç ilişkisi bulunmuyor.
Hatta tersini gösteren araştırmalar var:
Mesela şiddete yol açan çetelerin elemanları, ortalama kişilere göre daha az TV izliyor. Çünkü sıradan insanlar TV izlerken, onlar sokakta bela arıyor.
Video oyunlarında da durum farklı değil: 'Kurgusal' şiddetin had safhaya çıktığı video oyunlarına takılan gençler arasında suç oranı daha düşük. Çünkü vakitlerini ekran karşısında geçiriyorlar.
Bu panelle, Reklamverenler Derneği, toplumsal sorunlara ne kadar duyarlı olduğunu, katılımcılar ise hayali verilerle bilime (sözde) ne kadar bağlı olduklarını gösterecek.
Sonra mutlu mesut evlerine dönüp TV'de aksiyon filmi izleyecekler.